Bazen yaşanılanın kendisinden daha acıdır anısı... Söz bittiği vakitte avazın çıktığı kadar bağırırsın veya çıtın çıkmaz. Arası yoktur işte. Konuş ile susma ,yaz ile yazma arası vardır yalnızca. Arası olsaydı zaten efendi gibi, akıllı uslu, mantıklı, romantik , stratejik olarak anlatıyor olurdum kendimi ve olayları. Bir hikaye anlatacağım size. Hayata yenik başladığını söylesem bazı insanların inanır mısınız? Demagoji yapmıyorum bunu söylerken.Birçok sebepten dolayı, elinde olmadan üstelik seçme şansı olmaksızın, işte bu insan yenik başlamış diyebilirim. Başlangıcının sonrasını az çok tahmin edebildiğim bir grup var. Mesela; 'Hayata babasının biricik,prenses kızı olarak başlamamış kızlar vardır.Bu maça on sıfır yenik başlamışlık hissi verir. İster farkında ol ister olma hayatın boyunca o on golü telafi etmeye çabalarsın. Bir süre sonra tek derdin o 'on gol' olur. Sen gol attıkça bir iki, o on gol olur yirmi gol,yüz gol... Hem za...
"Küçük kara balığın öyküsünü dinleyen ve hep okyanusları düşleyen kırmızı balık"