Kimsenin aklında kalmaz yaz sonuna denk gelen hikayeler. Takılı kaldığın her düş, gözlerini ve kalbini yorar geceler eksildiğinde. Açtığın ve kapamayı unuttun her parantezin içerisinde umutlar ve erdemler yıpranır. Sonrasını bilirsin işte saatler mola vermeden gereksiz bir hızla akar gider. Yorgun dakikalarda başın düşünce sol omzuna anlarsın yazdan geriye saymaya başladığını. Kimi neden sevdiğini düşündürür sana piç kurusu ağustos geceleri. Bir daha asla geri dönmemek üzere kapattığın kapıların anahtarları şıngırdar cebinde. Neden en çok kendinden korktuğunu sorgularsın ve kaderinden. Uykuya dalmak için farklı bir sabaha uyanmakla kandırırsın kendini ve sabah olunca unutmaya çabalarsın farklı bir sabah umudunu. Tüm bunların sebebini bilmezken sen, güneş doğar veya batar umursamazsın saatleri... Bakıyorum, herkes olması gerektiği yerin en uzağında. Uzak olmaktan ...
"Küçük kara balığın öyküsünü dinleyen ve hep okyanusları düşleyen kırmızı balık"