İnsan hiçbir zaman yeterince hazır olmuyor ama yıkılmıyor yine de.
Ama tüm bu sözcükler dürüstlükten başka bir işe yaramıyor.
Kendine işkence etmek için
kullandığın bazı sözcükler vardır.
Ya da kendini bulmak için altını çizdiğin satırlar her kitapta.
Bilirsin, ne ağırdır o sözcükler...
Dinlediğin şarkılar,
izlediğin filmler...
Gözlerinden akan yaşla uyutulup, büyütüldüğün masallar...
Başka başka insanların durup dururken, paylaştığın acıları...
Umut etmekten vazgeçip pes
etmenin kolaylığına kapıldığın zamanlar...
Göz kamaştırıcı başarıların
ışığından koşarak uzaklaştığın anlar...
Acı çekmek kolaydır bir adam yüzünden, okunup biten bir mektup yüzünden belki;
yüzünde soluk bir tebessümün olur,
kendini acı içinde
bulabilirsin ve acı belirsizlik yaratır hep.
Ne kadar zaman geçerse geçsin
hiç bir şeyin değişmediğini anlatan tecrübelerin vardır.
Bilirsin tecrübeler sabit kalır çünkü hep.
Alışmaktan korktuğun için dokunmaktan vazgeçtiğin insanlar vardır.
Etrafında ki herkesi kendinden
uzak tutmayı öğrenirsin, sana bir daha asla dokunamayacakları kadar uzak...
Elleri ellerine değerse bir yabacının; o kokuşmuş elleri hani, yakar kelimelerini, yanık kokarsın bir kez daha, bir kez daha...
Çok erken yorulduğunu
sanmalarından söz etmiyorum.
Çok istediğin şeyler için bile
sahiden savaşmayacak kadar yorulursun geceleri.
Gecelerin masallarla hiç bir ilgisi yoktur bu yüzden.
Bilirsin, geceye sırt çevirişini, boğazında yükselen yumrunun, onun yüreğinden çıktığını ama bilmez görünürsün.
Bilirsin, geceye sırt çevirişini, boğazında yükselen yumrunun, onun yüreğinden çıktığını ama bilmez görünürsün.
Yağmurlu bir günde umudu anlatan
şarkılar çalınır kulağına.
Herkesten gizlediğin
ayrıntılarına gömülürsün o anlarda ve ayrıntıların içinde gizlenen insanlara...
Başından anlarsın bazı öykülerin
kötü biteceğini.
Bitecek diye korkarsın; bu yüzden herşeyi durdurup durdurup başa sarmaya çalışırsın.
Hayatta ne olursa olsun
gülünebilecek bir şeyler bulabilenlere imrenirsin; ağlamak için yanında kendinden
başka kimsenin olmadığı zamanlarda...
Tutamazsın ne zamanı ne de
sevdiklerini yanında.
En iyisi dersin...Bırakayım en iyisi kendi yoluna
gitsin.
Sevmeden bağlanışların, seni bıraktığında kırılmayışın olur.
Yatağına uzanıp tavana bakarken
gidilecek bir yer olsa dersin.
Çok uzakta bilmem kaç yüzyıl hiç konuşmadan...
Biri seni çok severken neden
birşeyler yapmadığını açıklayamadığın susuşların olur.
Hiç tanımadığın birinin sesini,
sözcüklerini özlemek gibi
Bilirsin nerede bulacağını yine de; unuttuğun bir şehirde, başka kimselerde,tanımadığın kendinde...
Tıpkı çalan şarkı da ki gibi
hayatın seni küçücük bıraktığı zamanlar vardır.
Dümdüz olduğun, dehşetle yok olduğun, yutulduğun...
Dokunduğun her şeyi bozduğun...
Hal böyleyken bile,
amaçsızlık üzerine düşünürken yani;
birinin yalnızca birinin hayatında ki bütün görüntülerini silip onların yerini tüm görüntülerin ile alıverme planları yaparsın bencilce.
Yalnız olmaktan çok daha kötü
şeyler vardır hep yalnız bırakılmak mesela.
Şansızlık dersin. Şansızlığınla
ve imkansızlıklarla yüzleştiğin sabahlar çoğalınca büyümeye başlarsın.
Ne çok şeyi unutursun, ne çok
şeyden vazgeçersin.
Ne çok azalır anlam sandığın
sanrıların...
Duyduğun her söze ne çok inanırsın...
Kendine yanlış yollar çizmekte ne
kadar da ustalaşırsın.
Hayal kırıklıkları çoğalır ve inanmaktan çok sorgulayışların...
İnsan olmanın çok rezil bir şey olduğunu anlamaların vardır.
Etrafında bir şeyler olup biter habire
Bize öğretilen gibi değildir zaten gerçek;
İnsan doğduğu için değil, yaşamış olduğu için, yaşlandığı için ölmüyor.
Bir şeylerden ölüyormuş hep.
Bilmek İster misin?
Ben olsam bilmek istemezdim bütün bunları.
Her şeye rağmen bir şeylere katlanmak için sebep arardım ben olsam.
Bir gün herşey biriverecek nasılsa...
Birbirimize sarılmak için yalnızca
bu bile yeterli bir sebeptir...
Bunu bilmek birbirimizi daha çok sevmemiz için yeterli bir neden olmalı...Önce kendini...Sonra beni...Önce kendimi...Sonra seni...
Bilmek "anımsamaktır" biraz da, anımsayamıyorsan "elinden gelmektir" anlamı.
Yap elinden geleni sen...
Ben elimden geleni yaptım.
Benim için "anlamak" değil "varsaymaktır" bilmek bundan böyle...
Varsayım ki hala inanmıyoruz bir şeylere...
'Adı Yok' Dergisi Bahar'2012 60
'Adı Yok' Dergisi Bahar'2012 60
ellerine sağlık Kırmızı..
YanıtlaSil