" O cam kutuda uyuyan da, masallarda pamuk prenses yalnizca. Hakiki hayatlarda cam kutularda yüz milyon binlerce pamuk prens uyuyor.” Yanlış masallarla büyütülmüş bir nesiliz biz. Dünyayı masal kitaplarında ki gibi sanarak büyüyen… "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" soruna “ prenses ” diye yanıt verebilecek kadar masallara inanmış… Babalarımızın bizim için hazırlamış olduğu krallıklarda güzel güzel, mutlu mesut yaşayacağımıza, her daim sevileceğimize emin olarak… Dinlediğimiz masallardan sonra gece yastığa başımızı koyunca, prenses olup bir prensle evlenmeyi, hayatta varabileceğimiz en yüksek mevki olarak kafamıza yerleştirerek uyuyan… Güzelliğimizin bizi asla terketmeyeceğini ve hep güzel olmamız gerektiğini düşünerek aynalarda vakit geçiren... Eğer çirkin olursak kötü biri de olacağımızı, güzel olduğumuzda karakterimizin de iyi, hoş olacağı ve yakışıklı birinin bu güzelliğe vurulup aşık olacağını sanan... Çünkü; Sindrella...
"Küçük kara balığın öyküsünü dinleyen ve hep okyanusları düşleyen kırmızı balık"