Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sevgili 30 Yaşım

Sevgili 30 yaşım; Benimle karşılaşmaktan çok mutlu olmayacaksın bugün belki, belki de gülümseyeceksin bilmiyorum ama beni çok iyi tanıyacak ve anlayacaksın.  Ben tanımıyorum henüz seni, yalnızca merak etmek ile yetiniyorum. Nasılsın? Her şey yolunda mı? Kendine yakışan saç rengini buldun mu? Yoksa boyuyor musun hala saçlarını? Peki ya senin rengin? Renklerin... Duruyorlar mı hala, yanakların kırmızı kırmızı oluyor mu utanınca? Yoksa griler, siyahlar içinde misin? Biraz yorgun olduğunu tahmin ediyorum, biraz da büyümüş olmalısın.  Sen rahat et diye kilolarımdan kurtulmaya çalışıyorum bu ara. Belki işe yaramıştır belki de büyürken bedenin hayallerin küçülmüştür kim bilir. Olsun “hiç kimsenin yağmurun bile böyle küçük elleri yoktur.” Şarkısı bizim şarkımız hala. İçindeki çocuğu merak ediyorum en çok. Ben çok uğraşıyorum bugünlerde sende onunla biraz vakit geçirebilesin diye. Umarım ölmemiştir o çocuk, umarım sende taşırsın onu yarınlarına. Peki ann...

Reyhanlı,Türkiye/ 11.05.2013

Sabah uyandığımda ne buruk gün dedim, anneme sarıldım sıkı sıkı Her şey yolunda görünüyordu oysa sokakta, caddelerde, insanların yüzünde Hani biz yolda ölmüş bir kuş görsek, arabadan inip de, onu birileri ezmesin diye alıp o kuşu bir yere itina ile gömen insanlar değil miydik?  Sahi ne oldu herkese?   Ne oldu da, Hatay Reyhanlı ’da bir hiç uğruna, bombalı saldırılarda hayatını kaybeden 46 suçsuz ve sivil “insan”ımızın, 29’u ağır 100’ü aşkın yaralı “insan”ımızın  yasını  hiç değilse 1 gün tutabilmek yerine,  gün boyunca futbol fanatizmi yapar olduk?  Bu saldırılarda paramparça olan 735 iş yeri,121 konut,ve 62 araçtan  biri de bizlerin değil diye mi?  O bombalar, anneler gününde annemizi bizden almadığı için mi?  O bombalar, gelipte derbi maçın oynandığı stadyumun en kalabalık yerinde patlamadı ve örneğin sevgilimizi,kardeşimizi,kolumuzu, bacağımızı kaybetmedik diye mi? Bugünümüzü kırık cam parçaları temizleme...

Sen Kendi Dağınık Hikayensin

“Geçmi ş , bugün ve gelecek”  bunların toplamından olu ş uyor i ş te  insan öyküleri. Öykü demek kula ğ a daha ho ş geliyor hep.  Çünkü biliyor insan, öyküler hiç tek düze gitmiyor.  Geli ş me bölümüne geldiysen mesela öykünün, umut ediyorsun,  merak ediyorsun sonunu. Ey insan; bugüne kadar belki de birçok öyküde kendini buldun. Hüzünlendin, içlendin, gülümsedin.  “Ben de olsaydım aynı ş eyi yapardım.” dedin kahramana usulca. Peki ya senin öykün,  her istedi ğ ini yapabildi ğ in ve söyleyebildi ğ in bir öykü mü?  Yazsan hani bir gün öykünü roman olur mu? Neleri ta ş ıyabildin geçmi ş ten bugüne kadar  ya da neler biriktiriyorsun gelece ğ e? Ben bugünlerde biraz üzgünüm.  Bazıları ise hiç üzgün olamıyor. Çünkü geçmi ş e dair en ufak güzel bir ş eyleri kalmamı ş . İ nsanlar ne zaman birazcık üzgün olsalar geçmi ş leri hep iyi taraflarıyla hatırlıyorlar. Burada uyumak ister misin diye soruyor biri....