Ana içeriğe atla

Son (nokta)

  
 Gençlerin istekleri: Aşk, para, sağlık. Yaşlıların istekleri: Sağlık, para, aşk. Erkekler aşka aşık olarak başlarlar,kadınlara aşık olarak bitirirler; kadınlarda erkeklere aşık olarak başlar, aşka aşık olarak bitirirler.
(REMY DE GOURMONT)
   Artık sana yazmama kararı aldım.Bu karar kararsızlık ve istikrarsızlıkta içermemekte üstelik sadece bir değişimin sonucu...Nasıl anlarsan anla bu değişimi yada anlama anlıyomuş gibi yap.Sen her zaman yaptığın gibi yap ve anlama yada anlayamaya hiç çalışma en iyisi, ama bil ki artık sana dair iz olmayacak satırlarımda.nefret ve kin doluyum sana karşı bir o kadar da umarsız...Umrumda değilsin umrunda olmadığım gibi...Yalnız satırlarımdan değil caddelerden,sokaklardan,insanların yüzünden,okul sıralarından,şarkılardan,saçlarımdan,yatağımdan kısacası baktığımda bana terbiyesizce seni hatırlatan herşeyden siliyorum seni ve bunu yapmam seni çok mutlu edicek olsada büyük gün geldi..evet yapabilirim biliyorum...tek cümle aklımda 
''BUndan sonra sana yazmayacağım'' o yüzden bunca sözcük fazla aslında bu yazıya bu cümle   tek başına yetebilir anlatabilir ciddiyetimi...Ancak son kez izin veriyorum kendime birkaç  bişey söylesin bakalım engelleyeniyorum son yazı olunca...
                                                         
    Hiç yalan atmıyorum bugün bu veda yazısında sana dair birçok seyden bahsedebilirdim ama acelem var önümde beni bekleyen koskocaman bir hayat var ve kalbini tekrar kazanmam gereken bir sürü eş dost sevgili...
    Biliyor musun (nereden biliceksin) bugün üşümüyorum.sanırım üşümek istemiyorum artık güneşi fark ettim bugün ilk kez ne kadar da cesurmuş öyle ve benimde saclarımı parlatıcak artık...
   Olur da birgün tekrar yazmak istersem bir roman kahramını yapacağım seni herşeye sahip güçlü ama sonunda kaydeden ve yalnız bir karakter... çünkü bu role senden baska kimse yakısmayacak
   Neyse gitmeliyim madem bir daha yazmayacağım sana gidişimde ani ve geri dönüşsüz olmalı..ve en güzel yazım olmalı özene bezene... ^biliyorum… seninle bundan sonra bir karede gülümseyerek fotoğraf çektiremeyeceğim,baharın güzel bir pazarında sahil kenarında yürüyüş yapamayacağım, beraber aynı yatakta güzel bir sabaha uyanamayacağım, hastalandığında telaşlanamayacağım,çocuksuluğunla çileden çıkmayacağım büyük ve pahalı alışveriş merkezlerinde yüzlerce seçenek arasında kararsız kalışına sinirlenmeyeceğim  biliyorum…^ ama inan hiç önemli değil ben bunları yapmayarak çok mutlu olacağım..Sen ise...sen ise...bilemiyorum ve merak etmiyorum..
                         Haydi kal salıcakla ben karışıyorum artık insanların arasına...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gözyaşlarımızın Tadı Aynı...

  İki kadın ağlıyor şimdi kuytu köşelerinde benliklerinin..Aslında hep ağlayan iki kadın kimi zaman gözyaşlarıyla kimi zaman içten içe.hep yanarak hep eksiklerle.Aynı bedende dokuz ay yaşamıış iki kadın...Biri gerçekten eksik diğeri eksik olmadığı halde bosluklar yaratıp eksik olma çabasında.   Ağlıyorlar çünkü sarılamıyorlar birbirlerine bir sarılsalar şöyle eskisi gibi, hani o ilk karşılaşmalarındaki gibi hafifleyecek acıları merhem olacaklar birbirlerine...   Sadece susuyorlar yada sözcüklerini yalnızca birbirlerini incitecek cümlelerde kullanıyorlar...Nasıl da benziyorlar bir o kadar da uçurum var aralarında...   Biri gerçekten sevmiş,sevilmiş,yolunun yarısına gelmişken kaybetmiş,biri herşeyin başında pes etmiş yazık...ne sevmeye gücü var nede sevilmeye ömrü yetecek.   Acıları aynı aslında çok değer vermek insanlara,canından parçalarına ama sonunda hep kaybetmek,hiçbir karşılık görememek onca fedakarlığa...   Öylece izl...

Mutlu Yıllar Kırmızı Balık

Bir zamanlar bende kendimi Bulunmaz Hint kumaşı sanırdım. Kaç metreydi ki benim yokluğum? Oysa ben benim yokluğumdan dünyaya Yalnızca bir elbise çıkar sanmıştım. Sonunda ben de alıştım. Ah…dedim sonra, Ah! İşte Böyle böyle Büyüyorum Dedim Bir gündüz geliyor Bir gece… Gitti... Gidiyor... Gidecek... Neler geride kaldı ve daha neler gelecek… Büyürken geniş ufuklar hayal ediyorum. Öteki olabilmeyi, yerine koyabilmeyi, geride durabilmeyi öğreniyorum. Oysa… Denizlerle avunmayan bir martı cesareti lazım şimdi. Doğum günü mumlarını üfledi bugün Kırmızı Balık Kutlu olmadı Ama Her ne olursa olsun Doğum günleri kutlu olmalı O halde Kutlu Olsun …

O Lokum Alınacak

  Dokuz yıl önce de hava kışa rağmen böyle güzeldi bu zamanlarda ve ben geçen bu dokuz yılın her bu zamanlarında üşüdüm. Biraz da büyüdüm. Büyümenin gitgide daha fazla kabullenmek olduğunu öğrendim.  Babamın ölümü  yalnızca göz yaşartan bir yorgan altı korkusu olmaktan çıkıp gerçeğe dönüştüğünde “ Bir gün geri gelecek … geri gelecek” derdim küçükken ve buna sahiden inanırdım.   Annem elbiselerini verirken birilerine çok kızmıştım. Kalan sigarasını gelip bitirecek diye hiç dokunmadım. Çok sabrettim o günden bu güne.   Çok bekledim cam köşelerinde. Gelmedi.  Ben böyle sayıklarken bir gün baktım büyümüşüm ansızın ve o bir gün geri gelecek cümlesi  “ Bir gün ben onun yanına gideceğim ” olmuş.    Eğer birini bekliyorsan her şeyi yavaştan alırsın, ertelersin, yemeğe başlamazsın, hiç bir plan yapmazsın ansızın gelebilir evde olmalısın. Ama eğer ona gideceksen ardında yarım kalmış hiçbir şey bırakmazsın...