Ana içeriğe atla

*Kırmızı Oda Düşle*


 Adam boyu korkular, yıldızlar vardı bir de yaşlanmış.Tüm yıldızlardan daha görkemli güneşti göremedik... 
Perdeleri kapattık geceyi bekledik...
Büyüdükçe kirlenen ve yalnızlaşan şehirler de henüz yazılmamış bir öykü kalmış mıdır? Saklandığımız yatak altlarında hep yetim,eksik ve yalnız mı bırakıldık...
Eskiden bir odaya,yatak altlarına sığdırırdık acıları da şimdi bütün dünyaya sığdıramamamız niye...? Bazı şeylerin gitmesine seyirci kalarak hata mı yaptık? Kim söyledi sevdiklerini bırak dönerse senindir dönmezse zaten senin hiç olmamıştır diye...Ne zaman küstük sevdiklerimize bize ait olmadılar diye? Sahip olmak değildi ki mesele.İnsan zaten sevmek istemediği zaman bırakırdı sevmeyi.Bunun isteğe bağlı olması korkunçtu...Birini mutlu etmek...! Bunu başarabilseydik kusursuzca o zaman alır mıydık karşılığını...
Dünya güzel bir yer olsaydı gidenler, belki kalkar gelirdi mezarlıklardan..
Her sabah yorgunluğumuzu, düşlerimizi bırakıp kalkıyoruz yataklardan da bu bezginlik niye yoksa yeni gün doğmaz mı bize... Sabahları neden sevemedim ben hiç...? Çok fazla vaktimiz varmış gibi, neden sevemiyoruz sabahları birbirimizi, ne bu acele.? Zaman hiç dost olmaz mı bir kere bile? Bir sabah mesela bizden yana olsa... 
 Düş'ümde ki odadan ziyade "Bir odam var hiç görmediğin",kırmızı değil ama  kırmızı kupam hep aynı yerde durur, sebepsiz ve fazlalık eşyalar var ama ben eşyaya ait değilim.Olsa olsa kırmızı kupamın kırmızı benim... 
Aşk aklımı dağıtırken, ruhumu toparlar mı sanıyorum ben? Aklım almıyor bazen,aklımın almadığı zamanlarda kimse olmaz yanımda. 
İncinmeden b ü y ü y e m e z mi bir kadın...? Sokakta,evde,işte,tarlada,bağda, bahçede,kalem ucunda,fırça darbesinde,akılda dolanan düşüncede,düşte,anneliğinde,eşliğinde,genç kızlığında her yerde incitilir mi kadın? 
"Kendini çocukça teslim edişiyle, kimsenin ilgilenmediğini anladığı zaman mı sona erer gençliği,masumiyeti...?
  Şimdi unut bildiğin bütün kelimeleri, hayatları.Yaşamayı öğrenmişsin sen...Unut! Öğrenilmez yaşamak..Sadece yaşanır. Rutin kelimesi sarmasın etrafını, bilmez misin rutin mutsuzluğun eş anlamlısıdır.Bırak gel susalım işte bu odada, yalnızlığımın sesi ol..Sus payı verilmiş geçmişimiz dinlensin artık..Herkes kendi payına düşeni almışta bir biz mi kalmışız?Eksikleri düşünme.
Bir şeyler her zaman eksik olacak, zaten eksikte...Özlemenin yorgunluğu başkadır bilirim."Ruhumuzun özüne dokunan hiçbir şey unutulmaz, dolayısıyla geri kalanı etkiler bilirim.İnan her şeye kendini kandırmaya çalışmadan bakmak en iyisi.Kimi zaman düşler gerçekleri gölgeler,kimi zamansa gerçekler düşleri.Gölgelere ise yer yok bende.Gerçeklerin farkındayım bir o kadar da düşlerde...Bilmez misin hayat unutkanlık sayesinde devam eder.Unutmamız gerek işte bazı eksikleri,özlemleri,ağrıları anlasana! Anılarını bırak gel demiyorum."Bir dönem gelir,yaptığımız her şeyin sonunda bir anı olacağı gerçeğini düşünmek zorunda kalırız.Bu olgunluktur.Olgunluğa erişmek için insanın bir takım anıları olmuş olması gerekir". Benim gereğinden fazla sürdü çocukluğum belki ama bir sürü anı biriktirdim.Vazgeç her şeyden gel demiyorum."Bir takım şeylerden düzenli ve inançlı olarak vazgeçen insan,hayatını işte bu vazgeçtiği şeyler üstüne kurmuştur."Benim için vazgeçtiklerinin ağırlığını ne ben taşıyabilirim ne de sen... Uyum sağlayabiliriz her şeye ancak uyum çabayla kazanılırmış...Gel de düşlediğim kırmızı odaya hatırlanacak bir şeyler bırak."Biz gümbürtüye gitmiş insanlar olmayalım.Biz hayatı ıskalamayalım." Tanımadığımız sürece her ağrıya katlanabiliriz.
  Sürekli başka yerlere gitmek istemenin mutsuzluk getirdiğini geç öğrendim,hiçbir şeye,hiç kimseye ait olamayacağımı yeni keşfettim ve sevmenin tükenmekle eş anlamlı olduğunu bana hangi kitap,hangi roman,hangi filmler,şarkılar  öğretti hiç bilmiyorum."Uzakta bir yerde bir başka hayat olduğunu kim öğretti sahi?Gözlerim ve ruhum neden hep uzaklarda kalmış...Neden hep uzağındayım her gece her gündüz gelip sığındığım bu odadan.. Kendimi görebilmem için,kendim olabilmem için artık,kendimden daha ne kadar uzağa gitmem  gerekecek..?




Kırmızı oda düşle 
Yerde uzanmış 
Duvarda isimsiz yıldız 
Nasıl yaşlanmış 
Niye tanıdık olsun ki bunca fazlalık 
Ne yaratmaz ki istese 
Korku başımda 


Bir yalnızlık sesisin 

Ah kahretsin 

Her yerimde batmış 
Ağrılar birden 
Kalktım baktım ve sabah

Yorumlar

  1. yazılarınız çok güzel.. kırmızıya bakışım değişti..

    YanıtlaSil
  2. teşekkür ederim sayın gezgin.kırmızı güzeldir ona bakabildiğize sevindim:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kırmızı Baladlar

                     Ben, kendine dokunan ve kendiyle çoğalan her aşka kalbini veren kadın ... Doğru muydu hayaletlerin her kaybedişi görünür kıldığı...  Bu odada ve bu sonsuzlukta nasıl çılgınca dileniyorum hayatı!...  Eğer  yağmur  yağınca içeri gireceksen seninle gitmem uzak ülkelere.  Ya da gölgelerine sığınan evimde yeşermeye çalışan canlı bir kaktüsü şımartırken,  rüzgara eğimli bir mektup düşürmezsen  penceremden ; seninle yaşayamam aşkı.  Öylesine zor bir uyku şimdi seni düşünmek.  Sarılışlarıma yanıt olarak içebilir misin gözyaşlarımı...  Ama dur!...  Tenin sıcaklığında kaderime bulaşacak bir iz bırakacaksan;  dur ve yalnız ürpertisini yolla gerçeğin...  Belki de sana gelmek yerine saçlarımı boyatmalıydım .  Bir  şiir  bırakmak için, tıpkı o şarkıda olduğu gibi; sadece beni  sev   diye... İnan adaletli değil hiçbir alışveriş....

Var Olmak

Düşünmekle hiç bir şeyi var edemezsin... Yazacağım  basit şeyler zaten vardır.    Tamamı basit, daha önce söylenmiş veya yazılmış olabilir hatta bunların hepsi bile olabilir. Herşeyi basite indirgemekle kolaya kaçarsın ve meselelerden uzaklaşırsın. Basit düşünebilmek en güzel başlangıcımdır. Başlangıçlarla aram çok iyidir. Bir başlangıç yapmaya çabalarım. Yol aldıysam ise başladığım noktaya ışık hızıyla dönerim. Sonlara hiç varamamak için çok çalıştım ve var olmak... Güneş sabahları doğudan doğar. İnsanlar sabahları uyanırlar. İşe giderler. Çalışmak vardır. Ayakkabı giyerler bazen siyah bazen kahverengi. Bazen beyaz, bazen kırmızı arabalara binerler bazende mavi ayakkabı giyerler. Trafik vardır. Hava vardır. Su vardır tabi. Bazen yağmur yağar ya da kar. Kış vardır karanlık ve ışıksız. Kışları hava erken kararır. Evlere gidilir. Sıcacık çorbalar içilir, Şeftali yenir. İnsanlar çizgili ya da başka desenli kumaşlardan pjamalarını giyerler. Masallar vardır. Pikniğe g...

Tuttum Bir Şiir Yazdım

Tertemiz bir kağıdı sözcüklerle karalamak kolaydır da, Mürekkebine gözyaşlarını katık edip şiir ile aydınlatmaktır zor olan Asi dir sözcükler toparlayamazsın kimi zaman, ancak bir düş düşer aklına şiir oluverir yinede… Sözcükler bile anlamlarını ararken ben tuttum sana şiir yazdım dua eden çocuk gibi içten…. Şiirim dua oldu, Çocukların duaları yanıtsız kalmazdı,benim şiirim sensiz kalmadı Tuttum sana şiir yazdım,sonra oturdum dua ettim Dua yazdım şiir oldu,şiir ettim dua… Duasından uyandı çocuk,şiirimle uyudu… Yeni güne uyanmak nasıl zor ise,senin uykuna şiir olmak öyle kolaydı, Aslında sen uyurken şiir kolay,şiir zorken senin uyanman olasıydı Ben sana tuttum şiir yazdım,sözcüklerim öyküye kaçtı, Sonra kahramanlarım öyküden kaçtı,öykü şiir olarak kaldı Sözcükler şiir olurdu da, Şiir, şiir olmaktan sıkılır sen olurdu Senin güzelliğinin şiir olması kolaydı da,seni sana şiirle anlatmak zordu Bir bahar melteminin, mayısın en güneşli gününde bir şiir o...