Ana içeriğe atla

Var Olmak


Düşünmekle hiç bir şeyi var edemezsin...

Yazacağım  basit şeyler zaten vardır.  Tamamı basit, daha önce söylenmiş veya yazılmış olabilir hatta bunların hepsi bile olabilir. Herşeyi basite indirgemekle kolaya kaçarsın ve meselelerden uzaklaşırsın.

Basit düşünebilmek en güzel başlangıcımdır. Başlangıçlarla aram çok iyidir.

Bir başlangıç yapmaya çabalarım. Yol aldıysam ise başladığım noktaya ışık hızıyla dönerim. Sonlara hiç varamamak için çok çalıştım ve var olmak...

Güneş sabahları doğudan doğar. İnsanlar sabahları uyanırlar. İşe giderler. Çalışmak vardır.

Ayakkabı giyerler bazen siyah bazen kahverengi. Bazen beyaz, bazen kırmızı arabalara binerler bazende mavi ayakkabı giyerler. Trafik vardır. Hava vardır.

Su vardır tabi. Bazen yağmur yağar ya da kar. Kış vardır karanlık ve ışıksız.

Kışları hava erken kararır. Evlere gidilir. Sıcacık çorbalar içilir, Şeftali yenir.

İnsanlar çizgili ya da başka desenli kumaşlardan pjamalarını giyerler. Masallar vardır.

Pikniğe gidilir.Hamakları taşısın diye sağlam gövdesi olan ağaçlar vardır.

Atlar vardır. En çok kahverengi ya da onun tonlarının karması renklerde atlar olur. Bazen taksi tutulur. Kuşlar havada uçar. Yer vardır. Ona basarız.

Yaz olunca denize girilir. Balıklar denizde yüzerler genelde. Yeşil vardır ve genelde yosundur. Yemekler ve hastalıklar vardır. Çocuklar sebzeleri sevmez.

Hastaneler beyaz ve kırmızı renkte olur. İlaçlar tatsızdır.

Erkekler ve kadınlar vardır. Bazı insanların  bazı anıları vardır. Bazı anıların bazı hisleri olur genelde. Bazı olarak kalan çok şey vardır. 
Hiç geçmeyen, hiç dinmeyen Tanrının gazabı gibi geceler vardır. 
Akşamları hava siyah renktir. Yüzlerce günlük pişmanlıklar vardır. Daha mutlu insanlar vardır. Kelebekler üç gün sonra öleceklerini bilir.
Bazı odalar daha çok güneş alır. Eğlenceli olmayan partiler olur. 
Hava soğuk olduğunda can sıkıcıdır. Trenler, uçaklar vardır. 
İnsanların gidecek yerleri, buluşacak sevdikleri olur. Beklemek çok vardır. Uzunbanka kuyruklarında beklenir genelde.

Bazen beklenilenin gelmediği olur. Başını ellerinin arasına alarak problemlerini çözen insanlar çoktur. Olmaması mümkün olmayan şeyler vardır.

Uzaklar vardır. Beni birazcık sever misinler vardır. Korkular beni bırakmalara dönüşür. Gitmeler vardır. Parayla saadetler vardır. Gözyaşları genelde renksiz olur.

Üzenler vardır. Sonsuza dek diye başlayan yalanlar olur. Hava kararıp aydınlandıktan sonra yeni gün olur.

Tam göğsünün üstünde dünden kalan bir şeyler vardır.

Hiç kan sızdırmayan yaralar olur. İnsanların hikayeleri vardır. Bitkilerin duyguları vardır. Ne gelen vardır ne de giden. Kız çocukları pembe rengi sever. Kahramanlar genelde yalnız olur. 
Her hangi bir cümlenin bile öznesi vardır. 

Sirkler vardır. Köprülerde yalnız insanlar olur. 
Gereksiz cümlelere saklanan detaylar vardır. 
İnsanlar yok oldukları zamanları hayatları boyunca hep yok sayarlar.
Yalnızca susman gereken zamanlar vardır. 
Yaşam bu andır. Şimdinin dışında hiçbir şey gerçek değildir.
Herkesten gizlenen sırlar vardır ve bu benim için yeterlidir.

ve var olmak  aslında bir lütuf değil, bir ağırlıktır...

Yorumlar

  1. "Küçük kara balığın öyküsünü dinleyen ve hep denizi düşleyen kızmızı balık, bir gün küçük kara balığı kurtarmak için söz verdi"

    Korkarım ki Kanalizasyon Balığı da aynı sözü verdi.

    YanıtlaSil
  2. Mercimek çuvalına elini daldırmaktan ve tatlının üzerindeki kabuğu kaşığıyla kırmaktan zevk alan Amelié'nin günlüğünü okur gibi okudum.

    P.S.: Hayat öncesi ve sonrası karanlık olan zaman dilimidir. Anı yaşa! Tutabildiğin kadar aydınlık tut anı!

    YanıtlaSil
  3. Kanalizasyon Balığı ve Kırmızı Balığın yolları elbet kesişecek ve okyanusa doğru birlikte yüzecekler biliyorum :)
    Balıklarımın karınları yine güzel bir notla doydu ve balıklar hiç bir şeyi unutmazlar :)

    YanıtlaSil
  4. Merhaba,
    Blogların geliştirilmesiyle ilgili olarak yapılan Gencal araştırmasına katkı sağlarsanız memnun olurum.
    Saygı ve sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  5. Yazmış oldugunuz makale ve resimler gerçekten etkileyiciydi, dell şarj cihazı konularında tedarik hizmeti sunan firmamız çalışmanızda basarılar sunar

    YanıtlaSil
  6. Mail adresine ulaşamadığım için yorum olarak yazıyorum. Takip ettiğin Sirk Ucubesi blogum yeni adresine taşındı. Belki bakmak istersin? :) http://siyahdudaklar.blogspot.com/

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gözyaşlarımızın Tadı Aynı...

  İki kadın ağlıyor şimdi kuytu köşelerinde benliklerinin..Aslında hep ağlayan iki kadın kimi zaman gözyaşlarıyla kimi zaman içten içe.hep yanarak hep eksiklerle.Aynı bedende dokuz ay yaşamıış iki kadın...Biri gerçekten eksik diğeri eksik olmadığı halde bosluklar yaratıp eksik olma çabasında.   Ağlıyorlar çünkü sarılamıyorlar birbirlerine bir sarılsalar şöyle eskisi gibi, hani o ilk karşılaşmalarındaki gibi hafifleyecek acıları merhem olacaklar birbirlerine...   Sadece susuyorlar yada sözcüklerini yalnızca birbirlerini incitecek cümlelerde kullanıyorlar...Nasıl da benziyorlar bir o kadar da uçurum var aralarında...   Biri gerçekten sevmiş,sevilmiş,yolunun yarısına gelmişken kaybetmiş,biri herşeyin başında pes etmiş yazık...ne sevmeye gücü var nede sevilmeye ömrü yetecek.   Acıları aynı aslında çok değer vermek insanlara,canından parçalarına ama sonunda hep kaybetmek,hiçbir karşılık görememek onca fedakarlığa...   Öylece izl...

O Kadının Bir Kalbi Vardı

  Yüzünde ilk kez gülen gözler taşıyordu kadın. Tebessümü kahkahalara dönüşmeye can atıyordu. Gökyüzünde parlayan nesneler keşfetti. Baktı şöyle ne kadar da büyüktü sonsuzluk. İlk kez dar gelmedi ona dünya. Yorgun, eski, usamış ve soğuk şehrine baktı, sevkatle sarıldı sıkı sıkı. Gitmek istemiyordu artık onu yüzüstü bırakıp. Üzgün ve mutlu insanların nefesleri karışmıştı havaya hepsini içine çekti. Acılarına ortak oldu,içindeki huzurdan ve sevgiden bir nefes hazırlayıp bıraktı boşluğa, yerini bulurdu elbet umutsuz olanların yüreğinde.   Büyük bir savaş içindeydi kadın.  Belki de bu hiç olmamalıydı dediği zamanlarda çıkıp ona bir şeyler anlatmaya çalışan ve ne yazık ki hiç bir zaman başarılı olamayan insanlarla paylaştığı bir savaş… Gönderdiği mektupların içinde saklardı duygularını. Bir çocuğun umuduna sahipti kadın ve hiç kimselere yazdığı mektuplarda saklardı kendini.. Elbet bir gün geçecekti öyle değil mi insan kendine ümit vermeliydi çünkü insanın ken...

Mutlu Yıllar Kırmızı Balık

Bir zamanlar bende kendimi Bulunmaz Hint kumaşı sanırdım. Kaç metreydi ki benim yokluğum? Oysa ben benim yokluğumdan dünyaya Yalnızca bir elbise çıkar sanmıştım. Sonunda ben de alıştım. Ah…dedim sonra, Ah! İşte Böyle böyle Büyüyorum Dedim Bir gündüz geliyor Bir gece… Gitti... Gidiyor... Gidecek... Neler geride kaldı ve daha neler gelecek… Büyürken geniş ufuklar hayal ediyorum. Öteki olabilmeyi, yerine koyabilmeyi, geride durabilmeyi öğreniyorum. Oysa… Denizlerle avunmayan bir martı cesareti lazım şimdi. Doğum günü mumlarını üfledi bugün Kırmızı Balık Kutlu olmadı Ama Her ne olursa olsun Doğum günleri kutlu olmalı O halde Kutlu Olsun …