Ana içeriğe atla

Yine Bir Yıl Bitmiş Bile


Yeni bir yıl gelmiş yine usul usul...
Mevsimlere aldırmadan hep elleri üşüyen bir kadın gibiydi yine yaşadığım şehir bütün bir yıl…
Ne havası değişti ne de, Porsuk Çayı kurudu.
Bütün beklentimize rağmen yeni yıl gecesi yine kar yağmadı.
Evimiz yerli yerinde, komşularımızdan kimse taşınmadı.
Sokak kedileri renk değiştirdi ara sıra, yolun karşısında ki süper market, hiper market oldu.
Nesneler yer değiştirdi , şehrin havası biraz kirlendi, kıyamet kopacak sanmıştım, kopmadı.
Ama;
hani  insanın hayatında dönüm noktaları vardır ya ; 
geleceğini çok fazla etkileyecek kararlar verdiğin, veya senden bağımsız bir takım olayların olduğu zamanlar...
İşte hava, su, nesneler, objeler, hatta insanlar bile aynı kalsa da 2012’nin benim için bir dönüm noktası olduğunu fark ediyorum yeni yılın sabahında.
Göz altlarımda oluşmaya başlayan kırışıklıklar korkutsa da beni bu yılın bana kattıklarını düşününce önemsemiyorum onları.
Bu yıl onca akıttığım göz yaşından mıdır, en içten gülümsemelerime kavuştuğum için midir bilmem, ansızın büyüdüğümü hissediyorum.
Belki annemi daha çok anlamaya başladığımdandır.
Belki kulaklarımı güvendiğim insanların nasihatlarına ilk kez açtığımdandır.
Cesur olduğumdandır belki de.
Güvendiğim dağlara düşen çığlar sayesindedir muhtemelen.
Güzel müzikler, güzel kitaplar, karşılaştığım güzel insanlar büyütmüştür belki de beni...
Her ne ise, iyi ki biraz olsun büyütmüş...
Başladığım bir kitabı hiç yarıda bırakmadım bu yıl ama beni yarı yolda bırakan dostlarım oldu.
Daha küçücük yaşta dost bulduğumu sandığım ve hayatımın sonuna kadar yanımda olmasını istediğim dostlarım.Çocukluk hayalleri işte...
Üzüldüm ama dostluğun gerçek tanımını ve örneklerini gösterdi bana bu yıl sonra rahatladım.
Telefonlar kapanmadı yüzüme ama ben ne çok kapattım telefonları bunu hak eden insanların yüzüne…
Uzaklara bakınca yalnızca kendi çaresizliğimi gördüğüm pencerenin önünden kalkıp, sevdiğim insanların pencerelerine yöneldim ilk kez.
Kendi dertlerimi bir kenara bırakıp insanları dinlemeyi öğrendim ve en çok empati kurabilmeyi içten içe.
Yeni insanlar katıldı ailemize soyadımızı taşıyacak, tam ısırmalık yeni bebekler doğdu minnacık.
Yeni fotoğraflar birikti mutluluk ve umut dolu.
Geride bırakabilmeyi öğrendim sonra; bitmiş olan anları geride öylece bırakıp yeni sayfalar açabilmeyi kendime.
Kaçırdığım fırsatlara üzülmekten vazgeçip, yeni fırsatlar yaratmak için  çabalamaya başladım sonunda.
Doğru insanı bulduğunda sevmenin ve sevilmenin nasıl da huzurlu olduğunu hissettim iliklerime kadar.
Belki çok bilindik geçen yıldan şikayet edip, yeni yıla umut bağlamak ama;
Yeni bir yıla başlarken ne kadar tutkulu olursa iyi dilekler, o kadar faydası oluyor.
Bütün bir yıl kötü geçiyor belki, mutsuzluklar üst üste geliyor ama tam unutmuşken sen iyi dileklerini yılın son aylarında da olsa çıkıp geliyor.
Benim geçen yılın son günlerinde bütün kalbimle dilediğim bütün dileklerim gerçek oldu.
Annem,ailem yanımda.
Tam her şey eskidi derken hayatıma girecek ve ölünceye dek aşık olacağım sevgili çıktı geldi.
Bütün üzüntüleri, umutsuzlukları, kazaları, hastalıkları ufak sıyrıklarla atlattım.
Güzel şeyler günden güne azalıyor belki ama benim o kalan azıcık güzelliği yakalayabilmek için çabam, gücüm, şansım artıyor.

2012 benden, bütün dostlarımı aldı önce, yapayalnız kaldım. 
Kıymetini anladım dostlukların, arkadaşlığın.Sonra taptaze dostlar bıraktı kapıma. 
2012 önce aşka dair bütün umutlarımı aldı benden yok dedim zor dedim. 
Sonra mucizelerle ve tesadüflerle tanıştırdı beni "there is still hope" dedirtti bana yeniden.
2012 en sağlıksız olduğum yıldı benim; kazalar, hastalıklar ameliyat derken ama Sonra bütün bunlar bana hayatın aslında ne kadar değerli ve kısa olduğunu, canımın aslında ne de tatlı olduğunu öğretti.
Ve daha nicesini...
Başımıza gelen iyi veya kötü her şeyin bir sebebi var biliyorum artık. 
Bu yüzden şükür ediyorum veya sabrediyorum.
Yeni yılın ilk sabahında açıyorum bütün camları bütün bir sene yetecek kadar temiz hava alıyorum.
Kapatıyorum bütün kapılarımı kötülüklere.
Kitaplığımı düzenliyorum.
Her şey yolunda müzikleri açıyorum usul usul.
Güzel bir kahvaltı yapıyorum ailemle, yalnız geçecek bütün kahvaltılara inat.
Özlemle ve sevgiyle anıyorum cennette yaşayan sevdiklerimi.
Bütün bir yıl yetecek içtenlikle ve sessizce seni seviyorum diyorum sevgiliye.
Hoşgeldin Yeni Bir Yıl daha diyorum sonra 
Hoşgeldin Artık Daha da Mutlu Geçecek Yılım...
Kırmızı Balık artık göllerde değil nehirlerde...

Geçen Yılın Yeni Yıl Yazısı İçin: 










Yorumlar

  1. Seni okumayı özlemişim :) Ne çok sevindim bu yazı ile senin için bir bilsen. Çok karlı bir yıl olmuş senin adına. Dilerim bünyene yerleştirdiğin bu kazanılmışlıkları bu yıl daha da pekiştirir ve yaşamanın anlamını daha da iyi kavrarsın. O nehrin akışına kendini bırakıp, nehrin tadını çıkarmayı sakın unutma :) Sevgiler, iyi yıllar.

    YanıtlaSil
  2. Şimdi ne durumda Porsuk? üzerinde gondollar aksın diye ılıman bir tavrı mı seçti donmak yerine?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gözyaşlarımızın Tadı Aynı...

  İki kadın ağlıyor şimdi kuytu köşelerinde benliklerinin..Aslında hep ağlayan iki kadın kimi zaman gözyaşlarıyla kimi zaman içten içe.hep yanarak hep eksiklerle.Aynı bedende dokuz ay yaşamıış iki kadın...Biri gerçekten eksik diğeri eksik olmadığı halde bosluklar yaratıp eksik olma çabasında.   Ağlıyorlar çünkü sarılamıyorlar birbirlerine bir sarılsalar şöyle eskisi gibi, hani o ilk karşılaşmalarındaki gibi hafifleyecek acıları merhem olacaklar birbirlerine...   Sadece susuyorlar yada sözcüklerini yalnızca birbirlerini incitecek cümlelerde kullanıyorlar...Nasıl da benziyorlar bir o kadar da uçurum var aralarında...   Biri gerçekten sevmiş,sevilmiş,yolunun yarısına gelmişken kaybetmiş,biri herşeyin başında pes etmiş yazık...ne sevmeye gücü var nede sevilmeye ömrü yetecek.   Acıları aynı aslında çok değer vermek insanlara,canından parçalarına ama sonunda hep kaybetmek,hiçbir karşılık görememek onca fedakarlığa...   Öylece izl...

O Kadının Bir Kalbi Vardı

  Yüzünde ilk kez gülen gözler taşıyordu kadın. Tebessümü kahkahalara dönüşmeye can atıyordu. Gökyüzünde parlayan nesneler keşfetti. Baktı şöyle ne kadar da büyüktü sonsuzluk. İlk kez dar gelmedi ona dünya. Yorgun, eski, usamış ve soğuk şehrine baktı, sevkatle sarıldı sıkı sıkı. Gitmek istemiyordu artık onu yüzüstü bırakıp. Üzgün ve mutlu insanların nefesleri karışmıştı havaya hepsini içine çekti. Acılarına ortak oldu,içindeki huzurdan ve sevgiden bir nefes hazırlayıp bıraktı boşluğa, yerini bulurdu elbet umutsuz olanların yüreğinde.   Büyük bir savaş içindeydi kadın.  Belki de bu hiç olmamalıydı dediği zamanlarda çıkıp ona bir şeyler anlatmaya çalışan ve ne yazık ki hiç bir zaman başarılı olamayan insanlarla paylaştığı bir savaş… Gönderdiği mektupların içinde saklardı duygularını. Bir çocuğun umuduna sahipti kadın ve hiç kimselere yazdığı mektuplarda saklardı kendini.. Elbet bir gün geçecekti öyle değil mi insan kendine ümit vermeliydi çünkü insanın ken...

Mutlu Yıllar Kırmızı Balık

Bir zamanlar bende kendimi Bulunmaz Hint kumaşı sanırdım. Kaç metreydi ki benim yokluğum? Oysa ben benim yokluğumdan dünyaya Yalnızca bir elbise çıkar sanmıştım. Sonunda ben de alıştım. Ah…dedim sonra, Ah! İşte Böyle böyle Büyüyorum Dedim Bir gündüz geliyor Bir gece… Gitti... Gidiyor... Gidecek... Neler geride kaldı ve daha neler gelecek… Büyürken geniş ufuklar hayal ediyorum. Öteki olabilmeyi, yerine koyabilmeyi, geride durabilmeyi öğreniyorum. Oysa… Denizlerle avunmayan bir martı cesareti lazım şimdi. Doğum günü mumlarını üfledi bugün Kırmızı Balık Kutlu olmadı Ama Her ne olursa olsun Doğum günleri kutlu olmalı O halde Kutlu Olsun …