Ana içeriğe atla

Onun Yazısı...

  *Resimler yapabilmek ne güzeldi sana dair.boyalarımla değil fakat  sözcüklerimle kağıdım da yok beni sınırlayan... 
hayallerim öyle güzel ki artık rengarenk ve içinde sen..
Güçlü hissediyorum kendimi yanında, sanki sen hep yanımdaymıssınn gibi.
Kötü rüyalar görmüşüm ve uyandıgımda babam basucumda basımı oksuyor gibi mutluyum.
nasıl ve neden cıktın karsıma bilmiyorum ama geldin ve uyandırdın beni bir öpücükle yüzyıllık uykumdan,
üstelik prenses de degildim sadece o masaldaki cüce. 
ne kadar incitildiğimi görüyorsun işte biraz daha sabrım yok neden diye sormaya sorgulamaya 
hesapsız olsun bu defa hersey. mesela sen beni ben oldugum için sev ve bende seni sen oldugundan.
ben seni seviyorum diye sevme beni asla...ve eger benimle olmak istemezsen ilk önce bana söyle..
yalansız olsun bir kez olsun... göz göze geldiğimizde ne düşündüğünü bileyim
Olması gereken seyler bunlar ve herkesin herkese söylediği istediği ama ben son kez söylüyorum bunları hayatta bundan eminim işte ve üzerine basa basa yavas yavas kuruyorum cümlelerimi anla yada anlama... 
sana Sahip olmak degil derdim.sahiplik duygusu korkutur beni. sahip olduklarını kaybedince insan kendide kayboluyor boslukta biliyorum cünkü..arkamda cok sey bıraktım gelirken sana aslında bosa tüm bu sözcükler suan bile yanımdasın hücrelerimdesin bu kadar kısa sürede onca kırılmıslık üstüne benimlesin işte düşten gerçeğe...

 Biraz huzur istiyorum son günlerde…Karmakarışık duygularımdan arınıyorum yavasca acı hissetmiyorum bedenimde.
mesela aynaya da bakıyorum artık güzel olabilmek için özen gösteriyorum kendime iyileşiyorum işte
uyuyabiliyorum da artık kapatabiliyorum huzurla gözlerimi dünyaya hemde geri acma hevesiyle 
An ın tadını çıkarabilmeyi öğreniyorum artık geçmişin gecmişte kaldıgını kavrayabiliyorum.
Gelecek... gelecek ise belirsiz olmasına ragmen canımı acıtmıyo aksine merak duygusu uyandırmakta..
*Varlığımla barıştım sanırım.biyerlerden tutundum gidiyorum öylece 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gözyaşlarımızın Tadı Aynı...

  İki kadın ağlıyor şimdi kuytu köşelerinde benliklerinin..Aslında hep ağlayan iki kadın kimi zaman gözyaşlarıyla kimi zaman içten içe.hep yanarak hep eksiklerle.Aynı bedende dokuz ay yaşamıış iki kadın...Biri gerçekten eksik diğeri eksik olmadığı halde bosluklar yaratıp eksik olma çabasında.   Ağlıyorlar çünkü sarılamıyorlar birbirlerine bir sarılsalar şöyle eskisi gibi, hani o ilk karşılaşmalarındaki gibi hafifleyecek acıları merhem olacaklar birbirlerine...   Sadece susuyorlar yada sözcüklerini yalnızca birbirlerini incitecek cümlelerde kullanıyorlar...Nasıl da benziyorlar bir o kadar da uçurum var aralarında...   Biri gerçekten sevmiş,sevilmiş,yolunun yarısına gelmişken kaybetmiş,biri herşeyin başında pes etmiş yazık...ne sevmeye gücü var nede sevilmeye ömrü yetecek.   Acıları aynı aslında çok değer vermek insanlara,canından parçalarına ama sonunda hep kaybetmek,hiçbir karşılık görememek onca fedakarlığa...   Öylece izl...

O Kadının Bir Kalbi Vardı

  Yüzünde ilk kez gülen gözler taşıyordu kadın. Tebessümü kahkahalara dönüşmeye can atıyordu. Gökyüzünde parlayan nesneler keşfetti. Baktı şöyle ne kadar da büyüktü sonsuzluk. İlk kez dar gelmedi ona dünya. Yorgun, eski, usamış ve soğuk şehrine baktı, sevkatle sarıldı sıkı sıkı. Gitmek istemiyordu artık onu yüzüstü bırakıp. Üzgün ve mutlu insanların nefesleri karışmıştı havaya hepsini içine çekti. Acılarına ortak oldu,içindeki huzurdan ve sevgiden bir nefes hazırlayıp bıraktı boşluğa, yerini bulurdu elbet umutsuz olanların yüreğinde.   Büyük bir savaş içindeydi kadın.  Belki de bu hiç olmamalıydı dediği zamanlarda çıkıp ona bir şeyler anlatmaya çalışan ve ne yazık ki hiç bir zaman başarılı olamayan insanlarla paylaştığı bir savaş… Gönderdiği mektupların içinde saklardı duygularını. Bir çocuğun umuduna sahipti kadın ve hiç kimselere yazdığı mektuplarda saklardı kendini.. Elbet bir gün geçecekti öyle değil mi insan kendine ümit vermeliydi çünkü insanın ken...

Mutlu Yıllar Kırmızı Balık

Bir zamanlar bende kendimi Bulunmaz Hint kumaşı sanırdım. Kaç metreydi ki benim yokluğum? Oysa ben benim yokluğumdan dünyaya Yalnızca bir elbise çıkar sanmıştım. Sonunda ben de alıştım. Ah…dedim sonra, Ah! İşte Böyle böyle Büyüyorum Dedim Bir gündüz geliyor Bir gece… Gitti... Gidiyor... Gidecek... Neler geride kaldı ve daha neler gelecek… Büyürken geniş ufuklar hayal ediyorum. Öteki olabilmeyi, yerine koyabilmeyi, geride durabilmeyi öğreniyorum. Oysa… Denizlerle avunmayan bir martı cesareti lazım şimdi. Doğum günü mumlarını üfledi bugün Kırmızı Balık Kutlu olmadı Ama Her ne olursa olsun Doğum günleri kutlu olmalı O halde Kutlu Olsun …