Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

HAPPINESS ONLY REAL WHEN SHARED / into the wild

Aşktan,paradan,inançtan,ünden,adaletten öte gerçeği ver bana /Thoreau Ah ne acı; hayatın bize verdikleriyle yetinmek... Kendimizce anlamaya çalışmak,sahte kimliklerimizle burada böylece hergün itaat etmek için,boyun eğmek için hatta teslim olmak zorunda oldugumuzu bile bile yaşa(n)mak... Kendimizi güvende hissetmek için yabancılaşmak biraz daha ve biraz daha... Komşularımızdan ve insanlardan saklarken pencere camlarının önüne taktırılan demir parmaklıklarla evimizi, arkasında özgürlüğümüzü,benliklerimizi hapsetmek,yalnızlaşmak... Saçma sapan bir korunma hissi işte... Bir türlü sadece kendimiz olamayışımız olmak istediğimiz,olduğumuz ve olacağımız insan arasında sıkışıp kalmak,kendimiz olma becerisini kazanamamak hiç... Yaşamak ve varolmak için başkalarından izin almayı bekleyip durmak... Özgürlüğün evet yada hayır dan ibaret olmadığını,sadece kendimizi şekillendirme,üretme ve yaratma deneyimi olduğunu öğrenemeyişimiz yıllarca... İsteme,merak etme,çaba göste...

Az´ım Olric...Azımsanıyorum...Azım sanıyorum!...

    Herkes geçer diyor, geçer mi olric ?.. Herkes ne bilir acımı, herkes ne bilsin acımızı !.. Yaşar gibi yapmaktan, özlemez gibi yapmaktan,  iyiymiş gibi yapmaktan, nefes alıp onu içimde tutmaktan, o nefeste boğulmaktan sıkıldım.  Ki nefessizlikten değil nefesten boğulmaktır marifetimiz olric.. Evet efendimiz. Bana katıldığını bilmek güzel.. Arada ses vermen güzel ; İçimin sesi de olmasa ölürüm yalnızlıktan...!  Olmuyor olmuyor olmuyor Geri mi dönsek olric - Bir defa başladık bu yola efendimiz   - Gerisi hep uçurum   - Dönersek mahvoluruz efendimiz Önümüzde kocaman dağlar Ve ayaklarımızda yara   Yapamayız olric - Engelleri boş verin efendimiz Biz sadece gidelim - Ne kadar gittiğimiz önemli değil - Gitmek için ne kadar çabaladığımızdır önemli olan efendimiz Elimde değil döner diye bekliyorum olric - dönerse o ilk gün ki masumiyeti olmaz efendimiz Durumun masumluğu kalmadı olric - Ama biz haklıyız   - Ve...

Yolun Değişik İstasyonlarında Umutsuzluğun Değişik Biçimleri

" Bulutlar geçiyor,yıldızlar kayboluyor,orda uzaktan o geliyor ölüm geliyor...!   Ey ölüm,senin karşında sadece bir insan olarak bulunabilseydim. O zaman insan olmak için çaba harcamaya değerdi..."      Acılarım artık tanımadığım bir topluluğa doğru seslenme telaşında. Onların bile yüreklerini burkuyor. Bu dost topluluk bir kez hissettiğinde yüreklerinde acılarımı,kulak verdiklerinde cümlelerime epeydir unutulmuş özleyişlerine sarılıyorlar. İlk aşklar,ilk dostluklar,yılların bıraktığı tortular,yarı unutulmuş bir masal gibi çıkıveriyor yün yüzüne...Bir yokken bir var oluyor..   Benden öncede yazıldı,benden sonrada yazılacak daha büyük acılar,özlemler... Yakarış olacak tüm sözcükler gökyüzüne... Yazılan tüm haykırışlar mutluluk düşü barındırıyor içinde. Umut etmenin izlerini taşıyor acıtan her kelime. Mutluluk düşü hiç tükenmiyor satırlarda.   Oysa benim bulanık bakışlarım var.  Sis ve dumanlar arasında belirsiz karalt...

Ölümden Beterdir Yenilgiler...

Gün gelir... Sinsice gelir bir gölge gibi. Geceler saklar içinde. Yalnız olmak en güzelidir zaten gecelerde, lakin gün gelir ve yalnızlaştırır insanı. Sabah kalkınca gidecek yer olmaması,birilerinin seni beklemediğini bilmek, hayallerinin hayal kalması,düşüncelerinin görünmez kılınması geçer zamandan. Zaman geçer de herşey aynı gibi. Sadece biraz daha eskir sanki kelimeler,umutlar,beklentiler,vaatler,gülüşler,anılar ve Yüzü...yüzüm eskir... Yüzü eskirmiydi insanın? Aynaya her baktığında ağlatırmıydı yarım kalmış eski bir yüz...? Oysa eskir ve insan kalan nerem varsa eskiyordu günden güne. Peki ya azalan umutlarım? Renkleri solan hayallerim...? Yeni bir hayata söz verir gibi, çekip gider gibi, nefes alırken bekleyecek bir yazın olduğunu biliyordum. Dönüşen her şey, kırılan her hayal bir yenisini düşlemek için engel değildi ama Çok hazindi bu hikaye..çok eskimişti yüzüm işte... Küçük bir sahil kasabası kadar dingin olabilmeyi, gerçek ve ulaşılabilir kıl...

Kırmızı Baladlar

                     Ben, kendine dokunan ve kendiyle çoğalan her aşka kalbini veren kadın ... Doğru muydu hayaletlerin her kaybedişi görünür kıldığı...  Bu odada ve bu sonsuzlukta nasıl çılgınca dileniyorum hayatı!...  Eğer  yağmur  yağınca içeri gireceksen seninle gitmem uzak ülkelere.  Ya da gölgelerine sığınan evimde yeşermeye çalışan canlı bir kaktüsü şımartırken,  rüzgara eğimli bir mektup düşürmezsen  penceremden ; seninle yaşayamam aşkı.  Öylesine zor bir uyku şimdi seni düşünmek.  Sarılışlarıma yanıt olarak içebilir misin gözyaşlarımı...  Ama dur!...  Tenin sıcaklığında kaderime bulaşacak bir iz bırakacaksan;  dur ve yalnız ürpertisini yolla gerçeğin...  Belki de sana gelmek yerine saçlarımı boyatmalıydım .  Bir  şiir  bırakmak için, tıpkı o şarkıda olduğu gibi; sadece beni  sev   diye... İnan adaletli değil hiçbir alışveriş....

Ben Mutluluk Peşinde Değilim Ki...

' Benim beklediğim aşk başka!'' dedi. ''O, bütün mantıkların dışında, tarifi imkansız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey. Sevmek ve hoşlanmak başka, istemek, bütün ruhuyla, bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek başka...  Aşk bence bu istemektir. Mukavemet edilmez bir istemek!'' Come Away With Me... Her "son"um geldi dediğinde,aslında gizlice bir başlangıç diliyor insan kendine.Bu defa ölçüp biçmeden olsun,içinde kaybolup gitmeden olsun diyerek başlamak yeniden...İçimizde yitip giden ne varsa geri gelsin diye içten bir dua ederek... Aşk bize içimizde saklı kalmış gücümüzü hatırlatıyor.Bu yüzden hep sevmek hep sevilmek ihtiyacımız... Hazırlıksız yakalanmalara inat bir savunma belki aşk Yeniden başlayabilmek için hayata sebep... Defalarca altını çizdiğin ,içinde yalnızlık geçen cümlelerinin anlamsız kalıvermesi... Başlangıçlar sanki içimizdeki yaratma,var olma duygusunu tetikliyor. Yaratabilmek için Aşk,nefes almayı anlamlandıra...