Mutsuz uyandığım sabahlarda ne yapacağımı bilemezdim eskiden. Ya da mutsuzluğuma mutsuzluk katmak için uğraşırdı bütün nesneler ve sesler. Üstelik mutsuz olduğumun farkına bile varmazdım. Bu kez bu mutsuzluğu iliklerime kadar hissederek uyandım. Ciddiye almadım. Çünkü işaretler gönderiliyor bana bu ara.Neye ihtiyacım varsa karşıma çıkıyor. Bekledim.. Kapı çaldı. Evdeki inşaat işi için usta geldi. Zaman geçti biraz, sonra işini yaparken sohbete başladılar bizimkilerle. Konuşmanın bazı kısımlarına kulak misafiri olmak durumunda kaldım. "Sabah 6 aksam 9 çalıştığından bahsetti."Ev kira, çocuklar okuyor ve hayat zor dedi." Konuşmanın başka bir kısm ında ise "20 senedir evliyim.Eşim her sabah iki bardak çayımı ve kahvaltımı eksik etmedi." dedi. Yoksulluğun ardındaki mutluluk. Gözlerini göremedim amcanın bu cümleyi söylerken ama ses tonu öyle gururluydu ki ! Kızı...Kızından bahsetti.Odamdaki kitapları görünce olsa gerek, " Onun okuması için her...
"Küçük kara balığın öyküsünü dinleyen ve hep okyanusları düşleyen kırmızı balık"