Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Vicdan Hırkası

   Mutsuz uyandığım sabahlarda ne yapacağımı bilemezdim eskiden. Ya da mutsuzluğuma mutsuzluk katmak için uğraşırdı bütün nesneler ve sesler. Üstelik mutsuz olduğumun farkına bile varmazdım. Bu kez bu mutsuzluğu iliklerime kadar hissederek uyandım. Ciddiye almadım. Çünkü işaretler gönderiliyor bana bu ara.Neye ihtiyacım varsa karşıma çıkıyor. Bekledim.. Kapı çaldı. Evdeki inşaat işi için usta geldi. Zaman geçti biraz, sonra işini yaparken sohbete başladılar bizimkilerle. Konuşmanın bazı kısımlarına kulak misafiri olmak durumunda kaldım.  "Sabah 6 aksam 9 çalıştığından bahsetti."Ev kira, çocuklar okuyor ve hayat zor dedi."  Konuşmanın başka bir kısm ında ise "20 senedir evliyim.Eşim her sabah iki bardak çayımı ve kahvaltımı eksik etmedi." dedi.  Yoksulluğun ardındaki mutluluk. Gözlerini göremedim amcanın bu cümleyi söylerken ama ses tonu öyle gururluydu ki ! Kızı...Kızından bahsetti.Odamdaki kitapları görünce olsa gerek, " Onun okuması için her...

Gerçek Şu Ki...

  Koparsam atsam artık bu acımasız aşk şarkılarının telini. Parçalasam içler acısı melodiler mırıldanan bütün gitarları. Sürdürmesenize bu gürültüyü ! Anlamıyorlar neden daha karmaşık yaptığımızı yalın olan herşeyi Anlamıyorum ! Çıldırabilir insan böyle koşusturmaktan gerçekten. Kim deli? Ben mi yoksa siz mi? Akıllıcadır itiraf etmek...   Biliyorum daha çok küçüğüm ama duygusal olmaya da karşıyım ben. Neye yarar içimizdeki soğukluğa alev alev coşku değil de, yaralarımızın sızısına uyuşturucu bir merhem... Son perdeyi uzatıp işkenceyi sürdürür olsa olsa !   Duygusallığa güçsüzlük diyenler duydum.Suç bile derim ben. Mutlaka cezası çekiliyor oluşundan. Onca kavga gürültü üzerine, aradaki buzlar eriyince yine barışmaya söz verilir. Cızırtılar,çatlaklar yok sayılır, tadı tuzu kalmamış bir aşkın şaşalı bir gösterimine hazırlık için yeniden.. "Kurtardık Aşkımızı" derler sonra... Daha başında korusanıza aşkınızı.... Bilmezmisiniz; Atın o a...

Baca Temizliği

Son zamanlarda art arda birbirini tamamlayan olaylarla karşılaşmam tesadüf mü yoksa şu evrene mesaj gönderme, secret zımbırtılarıylamı ilgili bilemiyorum. Her nasıl oluyorsa ve ne ile ilgiliyse minnettarım. Çok zorluyorum belki kendimi, ancak " yalnızsanız  gerçeklere karşı güçlü ve dirençli olabilirsiniz. " sözüne sığınıyorum...   Üç gündür bir deliliğin peşindeyim, içindeyim. Bunu yapmasaydım; aylardır kitaplığımda bekleyen o kitaba başlamasaydım herşey benim için daha kolay olabilirdi.Ama zamanı gelmiş işte. Üstelik tam zamanıymış. Yaşamımın bir niçini olduğunu kavrayıp, nasılınada tahammül gösterecek gücü kavuştuğum zamanlardayım zaten. Kendimi hakikatleri aramaya çıkmak için yolculuğa hazırlarken henüz, işte hakikat diyebildiğim şeylerle karşılaşıyorum.Hani demiştim ya "o şeyler beni yavaş yavaş öldürecek" diye.Bu kez karşılaştığım o şeylerden güç alıp yavaş yavaş yaşamaya başlıyorum.Karşılaştığım her cümle öyle tanıdık ki bir o kadar çarpılıy...

Tüm Yelkenler Fora !

Hayatımda ki en değerli insanlardan biri için yazıyorum bu yazıyı. İşte bu yüzden çok zorlanıyorum. Durmadan yazıp yazıp siliyorum. Gözlerimde ki, sözlerimde ki hüzünden en çok haberdar olan için... Benim eğlenceli tarafımı çok iyi tanıyan  ve her isyankar yazımı içten içe üzülürek okuyan  ve belkide bana hüznü hiçbir zaman yakıştıramayan Dostum için... "Artık senden eğlenceli birşeyler duymak istiyorum dedi". Geçen gün bana çocuk parkına gitmemi ve izleyip yazmamı bile önerdi... Ama çocukluk kavramıyla ilgili sorunlarım var...Kendi çocukluğumla bile baş edemiyorum ki, yeni yeni çocuklar için düşünürsem bir de ortaya eğlenceli bir yazı çıkmaz. İsyaan büyüyor çocukluk deyince içimde çünkü.  Hem hüzünlü bir şeyler var hep.Olacakta... Durum böyle olunca onu anlatmaya karar veriyorum bende. Gülümsetebilir miyim onu bilmiyorum ama başlıyorum...   Hazırlık faslını atlattıktan sonra hazır olmasam da yarın üniversite 1.sınıfa başlıyorum Kankimm. ...

Sandığınız Kadar Kötü Biri Değilim

              İnsanın yalnız kalmak istemesi bir histeri krizi,bir delilik olarak algılanır. Oysa ki hayatının başkarının denetim ve tahakkümünde bulunuşuna isyan edemeyen insan,kendisine öfke duyduğundan ve yasaklanmış olduğundan deliliğe sığınır.Hastadır ve farkındadır. Histerik patlamalar sırasında gerçek doğamızı acı ve şüphelerimizi ortaya çıkarırız.Fakat bu bilinçsiz samimiliğimiz, genellikle kurnazca ve aldatma gibi algılanır. Önceleri bende bu hastalığın sadece kadınlara özgü bir hastalık olduğunu sanırdım. Ama sonra öğrendim ki tutkulu bir aşk hayatı ve çaresizlikler içinde yüzen birçok insan yakalanırmış bu hastalığa. Ve belkide dünyanın en güzel şeyi; dünyaya dair kendi histerik kurgularının aynası olan bir kadın...   Biliyorum hiçbir zaman iyileşemeyeceğim. İnsan bir gece de kaç kere fikir değiştirir?  Kaç kez savrulur ruhu? Kaç karar aldım, hepsini bozdum yine. Kendime özene bezene kahve yapıp sonra ...

Onun Hikayesi

     Hatırlıyor musun ''bana benim hikayemi yaz'' demiştin..ben seni tanıdıgım günden beri yazıyorum hikayeni sana benzeyen ne varsa saklıyorum cümlelere bir gün tamamen seni çözmüş olarak karsına gelebilmekti amacım umrunda olmasa bile baska hayatlar yasıyor olup birbirimizi hiç tanımasak bile hikayen elimde..ama bazen tutamıyorum sana benzer birşeyler görünce kalemimi... yazıp sana haykırmak istiyorum seni..bu seni rahatsız edicek biliyorum ama kötü niyetli değilim öfkeme ve sevgime sahip cıkabiliyorum artık varlığın acı vermiyor aksine çok mutluyum. kötülükte yapmak gelmiyo içimden...çünkü seni ne kadar incitmek  kırmak istesemde bunlar seni hiç etkilemiyor.Seni istesemde yaralayamıyorum.Bu anladıgım günden beri sadece neden sorusu soruyorum kendime en fazla neden böyle? bende yazarak uzak kalıyorum senden bari bunu cok görme iyileşiyorum çünkü...biraz senden bahsetmek seninde bunu dinlemen birsey kaybettirmez sanki bize..   *Hikayen.....

Anlatılmaz Olanı Anlatmaya Çalışıyordum

Düşenlerle dalga geçen bir dünya burası ve ben yürümeye korkuyorum...   Sık ağaçların olduğu bir ormana düştüm.  Düşüncelerim arasında kaybolmuş dolaşıyorum öyle.  Kaybolacağıma dair korku duymuyorum üstelik. Mutluyum ama orman iyice sıklaştı korkuyorum...  Sözcüklerimi yitireceğim diye çok korkuyorum.  Her yanımda otlar bitmiş.  Yabancı ve çaresiz hissediyorum kendimi. Güzelliklerinden bahsedeceğim tek şey otlar ve hüznü yalnız kaybolmuşluğa yükleyebileceğim. Dışarı çıkamıyorum,sıkıştım kaldım. Derken; uyandım sonra!                                                         ***   Bu günlerde kafamın içinde dolanan bir sürü farklı konulu kompozisyon var. Anladıklarım, farkına vardıklarım, sonuca gittiğim düşüncelerim var.  Ama sanki bir sözcük eksik, sayfalar dolusu şey...