Ana içeriğe atla

Onun Hikayesi


    Hatırlıyor musun ''bana benim hikayemi yaz'' demiştin..ben seni tanıdıgım günden beri yazıyorum hikayeni sana benzeyen ne varsa saklıyorum cümlelere bir gün tamamen seni çözmüş olarak karsına gelebilmekti amacım umrunda olmasa bile baska hayatlar yasıyor olup birbirimizi hiç tanımasak bile hikayen elimde..ama bazen tutamıyorum sana benzer birşeyler görünce kalemimi... yazıp sana haykırmak istiyorum seni..bu seni rahatsız edicek biliyorum ama kötü niyetli değilim öfkeme ve sevgime sahip cıkabiliyorum artık varlığın acı vermiyor aksine çok mutluyum. kötülükte yapmak gelmiyo içimden...çünkü seni ne kadar incitmek  kırmak istesemde bunlar seni hiç etkilemiyor.Seni istesemde yaralayamıyorum.Bu anladıgım günden beri sadece neden sorusu soruyorum kendime en fazla neden böyle? bende yazarak uzak kalıyorum senden bari bunu cok görme iyileşiyorum çünkü...biraz senden bahsetmek seninde bunu dinlemen birsey kaybettirmez sanki bize..

  *Hikayen...Kendi hikayemi yazmak isterken senin ki ile karsılasmak garip biraz evet ama öyle odaklanmısım ki seni anlatmakta kusursuz kelimelerim...sadece yazmak için bir objesin bende artık hepsi bu...

  Hikayen...yazdığım bu senaryoların gerçeklik payı yok belkide ama eğer varsa hüzünlü bir hikayen var kaybetmişlikler ile dolu..polyannayadan daha beter bir mutsuzluk oyunu..bunu anlatırken yüzün var mesela aklımda masum olan ama cocuksu yüzün..artık eskisi gibi masumiyetin yansımasını göremediğim yüzün umarsızca içinden kovdugun cocuksulugun küsmüs sana.zavallı hep karanlık odalarda kilitli bırakırsın onu.Oysa sevkat demektir içindeki o cocuk hiç yalanda söylemez..kabullenir dünyanın bütün iyilikleri toplanmıstır onda..birazcık hissetiğinde onu içinde parıltılar yayar etrafa.masaldan yapılmış gibi sanki.öyle güzel gülümser ki ışığa boğulur insan karşısında,dünyanın ne kadar büyük  gökyüzünün ne kadar geniş oldugunu bilir o ve elinizi tutuldugunda hemen sanada verir ışıgından hayat demek onun içindeki o masum cocuktur.güvende hissettirir kendini ama seni görmedikleri, sana bir an bile içten bakmadıkları seni anlamadıkları için göremezler onlar ve Sen seni degersizlestiren her insana gülümsediğinde kırılır içindeki cocuk sana...artık herkese aittir o gitmediği görmediği yerlere,öpmediği kadınlara herkese işte...Gülümsemen baska bir yüze bırakır kendini artık...
  Seni siperlerinden cıkarmıs çocuklastırmıstır..sana  sonsuza kadar yetebilcek bir mutluluk vermiştir ama kendisi coktan gitmiştir uzaklara o yüzünü içinde hapsedip... bunu nasıl basarabildiğini nasıl böyle degişebildigini anlamak için daha cok tanımayama calsırsınız ama  ne onun anlasılabilme umudu nede senin anlayabilme umudun vardır.Aslında onun tek derdi sevilebilmektir o yaralı yüzleri ve caresiz benliğiyle...sevilebilmek için girmeyeceği kalıp yapmayacagı sey oynamayacagı rol yoktur...baskalarından gizlediği boslugunun arkadasında yasar ama boslugu o kadar büyüktür ki hiçbir sey yetmez ona..hep daha cok hep daha yeni insanlara ihtiyac duyar ve böylece kendini daha az yalnız hisseder...yanlız olması demek iyi tarafı ile basbasa kalması demektir korkar deli gibi korkar bundan korktukca daha cok ister daha cok eglence daha cok mutluluk...
  Sana söylediği seni seviyorumları sonsuza kadarları hiç sucluluk duymadan baskalarına da söyler.onların yüzlerinde sadece kendini görmeyi sever.çünkü onun bu dünyada kendinden baska kimsesi yoktur.kendisi olmadıgı için gercekten birini sevemediği gibi..Kendine güvenmediği için kimseye gercekten güvenemez...asla basaramam ben hayatta derken onay bekler senden hayır sen kahramansın dersiniz kontrol onda kalır..deli gibi korkar yanlızlıktan ve acı cekmekten gecmisi ve geleceği ellerinde sanır oysaki hiç ugramamıslardır ona kendi hayatının seyircisidir sadece..
  Bir gün gerçek yüzüyle cıkıp gelsin ,bütün dürüstlüğüyle anlatsın isterdim kendisini hikayenin karamanı..ama gelemez bir yüzü yoktur nasıl gercek bir kişiliği yoksa...Bu yüzden hiçbir zaman gerçek bir acı gercek bir özlem yasayamaz..sadece bir masaldır artık o pamuk prenselerin ve hayali mutlulukların peşinde kosan...
  Yalnız adam sana öyle acıyor ki içim..bir zamanlar sevdiğim yüz artık sadece zavallı bir insana dönüşmüş,hırslarının ve başıboşlugunun esiri olmak zordur. bir basına hiç bulamayacaksın gerçekliğini...Peki söylesene yaşlandığında gözünde akan birkaç damla neleri hatılatır ki sana onları sevkatle silen olmadığında...?
*Günler nasıl geçiyor görmüyormusun? Biliyormusun gelecek yine senin gibi olacak.o örttüğün kalbin kimsesiz sen gibi..ürperiyorum bunu düşününce..bu denli sevgiye muhtacken karanlıklarda ki çırpınıslarına üzülüyorum ucurumlar ucundaki haline..Çünkü ben ne zamandır o ucurumlardayım zor yürüyorum kendi geleceğimin ucurumlarından korktugum gibi senin ucurumdaki geleceğinde ürpetiyor beni...Hersey planladığın gibi gitsede hayatta özledğin hersey ardında kalacak yazık...
  Bir maske kanar mı hiç? seni görmedikleri sana bir an bile içten bakmadıkları seni anlamadıklarıiçin,onlara yaptıgın onca acımazsızlık,ettiğin onca kırıcı söz,aşağıladığın onca sahipsiz ruh yine gelir seni incitirdi.onlar seni hemen unuturdu ama sen hiçbir şeyi unutmadığın için masken hep kanardı.ve ben işte o kanayan maskeye vurgundum her neyse...
  Sonra yıllar sonra bir gece uzaktan hüznün yankısı gibi sesler gelir belki kulağına...sonra cocuklugunun kokusu gelecek burnuna..Yasarken hiç saydıkların ardında öylece bıaktıkların peki bunlar nasıl hissettirecek sana kendini...Belki yabancı bir kentte olucaksın penceren bakıcaksın uzaklara.o içini kanatan ve ne oldugunu bir türlü anlayamadığın derin özlemi hatırlayacaksın ^BU hayat benim değil bu ev bu koku^ diyeceksin ama cok gec olacak artık cok yorgun olucaksın keybettiklerin,kazandıklarından cok olucak bunu dediginde belki...sonra yatagına dönüp sarılacaksın yanındakine kendini inandırıp mutlu olduguna inandırıp  sarılacaksın elinde kalan bir kaç umuda...Hedeflerine ulaştıklarını sanan,aradıkları herseyi bu dünyada bulduklarını sanan caresiz insanlar gibi..Geleceğini görmek geleceğimi görmek korkutuyo sadece beni... biliyormusun sana ölümü anlatmak isterdim hikayene dip not olarak.Sana ölümün o birdenbireliğini hikayende.o sabırsız o ansızınlığını uzun uzun.Hayata yalnızca bir sevgiden tutundugunda ve o kalp kalbini ansızın terk ederse geriye kalan hiçliğin içinde sonsuza kadar düşebildiğini insanın ama yasıcaksın yüzlerinden bitanesiyle yinede cok acı cekmesin isterim ki zaten çekmezde...
  *Daha fazla devam edemiycem susuyorum sadece susuyorum..yakınımızda oldugu halde göremediğimiz hep uzaklarda aradıgımız hayatın mucizelerini düşünerek susuyorum...ve sanırım kendimi iyi hissediyorum.bir an cok kısa bir an anlıcaksın beni ve bu yüzden bagıslıyorum kendimi...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kırmızı Baladlar

                     Ben, kendine dokunan ve kendiyle çoğalan her aşka kalbini veren kadın ... Doğru muydu hayaletlerin her kaybedişi görünür kıldığı...  Bu odada ve bu sonsuzlukta nasıl çılgınca dileniyorum hayatı!...  Eğer  yağmur  yağınca içeri gireceksen seninle gitmem uzak ülkelere.  Ya da gölgelerine sığınan evimde yeşermeye çalışan canlı bir kaktüsü şımartırken,  rüzgara eğimli bir mektup düşürmezsen  penceremden ; seninle yaşayamam aşkı.  Öylesine zor bir uyku şimdi seni düşünmek.  Sarılışlarıma yanıt olarak içebilir misin gözyaşlarımı...  Ama dur!...  Tenin sıcaklığında kaderime bulaşacak bir iz bırakacaksan;  dur ve yalnız ürpertisini yolla gerçeğin...  Belki de sana gelmek yerine saçlarımı boyatmalıydım .  Bir  şiir  bırakmak için, tıpkı o şarkıda olduğu gibi; sadece beni  sev   diye... İnan adaletli değil hiçbir alışveriş....

Var Olmak

Düşünmekle hiç bir şeyi var edemezsin... Yazacağım  basit şeyler zaten vardır.    Tamamı basit, daha önce söylenmiş veya yazılmış olabilir hatta bunların hepsi bile olabilir. Herşeyi basite indirgemekle kolaya kaçarsın ve meselelerden uzaklaşırsın. Basit düşünebilmek en güzel başlangıcımdır. Başlangıçlarla aram çok iyidir. Bir başlangıç yapmaya çabalarım. Yol aldıysam ise başladığım noktaya ışık hızıyla dönerim. Sonlara hiç varamamak için çok çalıştım ve var olmak... Güneş sabahları doğudan doğar. İnsanlar sabahları uyanırlar. İşe giderler. Çalışmak vardır. Ayakkabı giyerler bazen siyah bazen kahverengi. Bazen beyaz, bazen kırmızı arabalara binerler bazende mavi ayakkabı giyerler. Trafik vardır. Hava vardır. Su vardır tabi. Bazen yağmur yağar ya da kar. Kış vardır karanlık ve ışıksız. Kışları hava erken kararır. Evlere gidilir. Sıcacık çorbalar içilir, Şeftali yenir. İnsanlar çizgili ya da başka desenli kumaşlardan pjamalarını giyerler. Masallar vardır. Pikniğe g...

Tuttum Bir Şiir Yazdım

Tertemiz bir kağıdı sözcüklerle karalamak kolaydır da, Mürekkebine gözyaşlarını katık edip şiir ile aydınlatmaktır zor olan Asi dir sözcükler toparlayamazsın kimi zaman, ancak bir düş düşer aklına şiir oluverir yinede… Sözcükler bile anlamlarını ararken ben tuttum sana şiir yazdım dua eden çocuk gibi içten…. Şiirim dua oldu, Çocukların duaları yanıtsız kalmazdı,benim şiirim sensiz kalmadı Tuttum sana şiir yazdım,sonra oturdum dua ettim Dua yazdım şiir oldu,şiir ettim dua… Duasından uyandı çocuk,şiirimle uyudu… Yeni güne uyanmak nasıl zor ise,senin uykuna şiir olmak öyle kolaydı, Aslında sen uyurken şiir kolay,şiir zorken senin uyanman olasıydı Ben sana tuttum şiir yazdım,sözcüklerim öyküye kaçtı, Sonra kahramanlarım öyküden kaçtı,öykü şiir olarak kaldı Sözcükler şiir olurdu da, Şiir, şiir olmaktan sıkılır sen olurdu Senin güzelliğinin şiir olması kolaydı da,seni sana şiirle anlatmak zordu Bir bahar melteminin, mayısın en güneşli gününde bir şiir o...