Kendime bir valiz bulup içine işime yaramayacak ne varsa doldurup,sokaklarda sürükleye sürükleye gitmek istiyorum nereye gittiğimin bir önemi olmadan...Hayır anlamıyorum neden hapsolmak zorundayız kentlere...neden çekip gidemiyoruz istediğimiz yere...
Yaşasın Modern Zamanlar...Sus! artık...
Ben kaçtım bu gece...
Valizim olmadığı için,trene vapura uçağa binmediğim için mi yolcu sayılmadım?Oysa ben yolcuydum bilemedi zaman.
Açtım penceremi kaçtım,sonra Umutlarımı,korkularımı,çaresizliklerimi almıştım yanıma ve yağmurluydu an biraz ıslandım.
Sözlükte anlamları olmayan bütün kelimelerim yanımdaydı.
Cümlelerimin anlamları yalnız bana ait olsun istedim.
Çiğnediğim karıncalardan,ortadan ikiye ayırdığım solucanlardan özür diledim giderken.
Yeni yerler keşfedecek halim yoktu bende oturup kutup yıldızıyla çay içtim.
Yer çekimine gülümsedim.
Ayı attım ağzıma çiğnedim,ay dede üzgündü tükürdüm.
Yıllar öncesine de bir uğradım sek sek oynuyordu küçük kız tıpkı bendim oturdum ve onu seyrettim kaldırımın dibinde.
Bedeni benden küçük ama kalbi benimkinden daha kocamandı.
Alnından öptüm.Sümükleri akarken ağladı...
Rüzgar esti savruldum sonra...
En'lerimin yanına gideyim dedim düşündüm; en sevdiklerim en korktuklarım yoktu...
Hiç'lerim bağırdı uzaktan koştum.
Kısa boy kompleksimi 'uzunlar salak olur' zannıyla avuttum.
Sonradan düşündüm bende kendimden kısalardan salaksam ne anlamı var düşünmenin dedim.
Yolculukları anlamlı kılan, yol arkadaşı almamıştım yanımda işte bu yüzden tadını çıkaramadım.
Bir 'Hoşçakal' duymadan çıkmıstım bu yüzden hoşçakalamadım.
Kuşlar bile biliyordu gidecekleri yeri ben kayboldum.
Birbirinden şaşalı hayallere dokundum.
Umutlar serptim umutsuzların üzerine.
Soğuğu hissettim.İnsana nefes aldığını hissettiren bir gerçekliği vardı rüzgarın...
Nereye gitmek istediğimi biliyordum lakin üşüyordum ve oyunlar oynayamacak kadar bitkindim.
Toprak kokuyordu yer gök, toprakta ölüm kokuyordu duydum.
Ölümü gördüm toprağın altındaki çocuk bedeninde.
Cennet yoktu yanında sonsuz hayat saçmaydı cennet olmadıktan sonra.
Valizim olmadığı için,trene vapura uçağa binmediğim için mi yolcu sayılmadım?Oysa ben yolcuydum bilemedi zaman.
Açtım penceremi kaçtım,sonra Umutlarımı,korkularımı,çaresizliklerimi almıştım yanıma ve yağmurluydu an biraz ıslandım.
Sözlükte anlamları olmayan bütün kelimelerim yanımdaydı.
Cümlelerimin anlamları yalnız bana ait olsun istedim.
Çiğnediğim karıncalardan,ortadan ikiye ayırdığım solucanlardan özür diledim giderken.
Yeni yerler keşfedecek halim yoktu bende oturup kutup yıldızıyla çay içtim.
Yer çekimine gülümsedim.
Ayı attım ağzıma çiğnedim,ay dede üzgündü tükürdüm.
Yıllar öncesine de bir uğradım sek sek oynuyordu küçük kız tıpkı bendim oturdum ve onu seyrettim kaldırımın dibinde.
Bedeni benden küçük ama kalbi benimkinden daha kocamandı.
Alnından öptüm.Sümükleri akarken ağladı...
Rüzgar esti savruldum sonra...
En'lerimin yanına gideyim dedim düşündüm; en sevdiklerim en korktuklarım yoktu...
Hiç'lerim bağırdı uzaktan koştum.
Kısa boy kompleksimi 'uzunlar salak olur' zannıyla avuttum.
Sonradan düşündüm bende kendimden kısalardan salaksam ne anlamı var düşünmenin dedim.
Yolculukları anlamlı kılan, yol arkadaşı almamıştım yanımda işte bu yüzden tadını çıkaramadım.
Bir 'Hoşçakal' duymadan çıkmıstım bu yüzden hoşçakalamadım.
Kuşlar bile biliyordu gidecekleri yeri ben kayboldum.
Birbirinden şaşalı hayallere dokundum.
Umutlar serptim umutsuzların üzerine.
Soğuğu hissettim.İnsana nefes aldığını hissettiren bir gerçekliği vardı rüzgarın...
Nereye gitmek istediğimi biliyordum lakin üşüyordum ve oyunlar oynayamacak kadar bitkindim.
Toprak kokuyordu yer gök, toprakta ölüm kokuyordu duydum.
Ölümü gördüm toprağın altındaki çocuk bedeninde.
Cennet yoktu yanında sonsuz hayat saçmaydı cennet olmadıktan sonra.
Hayat neresiydi bulamadım.
Seslerde,yüzlerde,renklerde,aynalarda gerçekle bir olduğu hiçbir yerde yoktu.
Babamı bile bulamadıktan sonra toprakta, hayatı bulmayı ümit etmek saçmaydı aslında.
Seslerde,yüzlerde,renklerde,aynalarda gerçekle bir olduğu hiçbir yerde yoktu.
Babamı bile bulamadıktan sonra toprakta, hayatı bulmayı ümit etmek saçmaydı aslında.
Karanlıktı dünya, karanlık ve yalnız.
Neden karanlık olduğunu bilmiyordu gece,bende aydınlatamadım.
Ona güneşi getireceğime söz verdim yalandan.
Yıldızları yorgan yaptım uykuya daldım.
Gün ağardı sonra.Gün ağırdı...
Bütün gitmeler gelmelere gebeydi ve güneş pat diye doğdu.
Annem dürttü sonra uyan artık diye.Ben hala sayıklıyordum.
"Gitmek yaşanmamış anılardan intikam almaktır"diye.
Uyandım sonra dedim ki "Neresinden dönülse kardır bu yolculuğun"...
Gitmelerin düşü bile kardır işte...
Uyandım gitmek üzere daha gelmeden...
Neden karanlık olduğunu bilmiyordu gece,bende aydınlatamadım.
Ona güneşi getireceğime söz verdim yalandan.
Yıldızları yorgan yaptım uykuya daldım.
Gün ağardı sonra.Gün ağırdı...
Bütün gitmeler gelmelere gebeydi ve güneş pat diye doğdu.
Annem dürttü sonra uyan artık diye.Ben hala sayıklıyordum.
"Gitmek yaşanmamış anılardan intikam almaktır"diye.
Uyandım sonra dedim ki "Neresinden dönülse kardır bu yolculuğun"...
Gitmelerin düşü bile kardır işte...
Uyandım gitmek üzere daha gelmeden...
Valize sığmaz bütün bunlar;sığmazsın.
YanıtlaSil