Her şeyin birdenbire yada birikerek sönükleştiği iki pazar gününden sonra ki Pazar…
Sadece bir gecede neler değişebilir ki demeyin!
Bir Pazar olur ve bambaşka olur ondan sonra ki bütün pazartesiler…
Bir Pazar olur ve bambaşka olur ondan sonra ki bütün pazartesiler…
Değişen demeyelim yada...Değişmesini umut ettiğin,değişti sandığın her şey aynı kalır.
Değişmek ile aynı kalmak bazen aynı anlama geliverir işte..
Değişmek ile aynı kalmak bazen aynı anlama geliverir işte..
Bir Pazar değişimin ve aynı kalışın kesişimi yaşanır.değişmese halbuki alışırsın…
Alışmak kötü bişey değildir her zaman.
Değiştiğini fark ettiğin an bazı şeylerin, ne kadar alıştığını da anlarsın...Yıkılırsın…
Değiştiğini fark ettiğin an bazı şeylerin, ne kadar alıştığını da anlarsın...Yıkılırsın…
Bazı şeylerin ilk günkü tutkusunu korumasını istersin ama bekleyemezsin.
Aşk mesela…ama aynı kalmalı işte çünkü alışırsın.
Sana umut vadeden şeylere öyle çabuk alışırsın ki,bir eli ilk kez tuttuğunda mesela, sanki yıllardır tuttuğunu sanırsın.
Ve çabuk kaybettiğinde manasız sayılabilicek bir yıkım yaşarsın.
”Ben bu eli yıllardır tutuyorum ama şimdi o bıraktı ve o değişti dersin” kendince…
Değişmekle suçladığın o “el”den seni anlamasını bekleyemezsin.
Suçlayamazsın.Zaten istesen de anlatamazsın.
Sana umut vadeden şeylere öyle çabuk alışırsın ki,bir eli ilk kez tuttuğunda mesela, sanki yıllardır tuttuğunu sanırsın.
Ve çabuk kaybettiğinde manasız sayılabilicek bir yıkım yaşarsın.
”Ben bu eli yıllardır tutuyorum ama şimdi o bıraktı ve o değişti dersin” kendince…
Değişmekle suçladığın o “el”den seni anlamasını bekleyemezsin.
Suçlayamazsın.Zaten istesen de anlatamazsın.
Bazen kendine bir ömür gözünün önünden gitmeyecek anılar yaratırsın. Yollara,sokak lambalarına,bir cafe masasına,bir müzik tınısına anlamlar bırakırsın…
O “an”lık yaşadığın o “an”da kalacak zannedersin de yanılırsın...
O “an”lık yaşadığın o “an”da kalacak zannedersin de yanılırsın...
"Bir kez bildik bir ses duyarsın sonunda,bir defa kalırsın yanında...kalır hikayende hep..."
Değişmesinden korkutuğun olguların oluşur zamanla bilinçaltında.
Alışkanlıklarının altında gizlenirler…
Çok korkarsın. Farklılığı taddığı an insan korkar...
Alışkanlıklarının altında gizlenirler…
Çok korkarsın.
”Rutine dönüşmeyen hiçbir şey kalıcı olmaz hayatta.”
Özlemek mesela…Kimseye “beni her daim beni özle”baskısı yapamazsın.
Ama bir adam, bir cumartesi gününde sonra seni deli gibi özler,yüzünü arar yanında,her fırsatta dile getirir özlemini.
Çıkar gelir yanına hatta.
Sonra bir cumartesi,bir cumartesi daha yapar bunu…
Alışırsın özlenmeye,özlemeye…
”Saçma…Özlemek “an”lıktır alışılmaz rutinleşmez”demeyin…
Özlemekte bazen değil hep vardır...
Karşında ki insana her özleyişinin ödülünü bütün samimiyetinle,içtenlikle ve sevgiyle verdiğinde,özledim dediği an koşarak yanına gitmeye alışırsın…
Çıkar gelir yanına hatta.
Sonra bir cumartesi,bir cumartesi daha yapar bunu…
Alışırsın özlenmeye,özlemeye…
”Saçma…Özlemek “an”lıktır alışılmaz rutinleşmez”demeyin…
Özlemekte bazen değil hep vardır...
Karşında ki insana her özleyişinin ödülünü bütün samimiyetinle,içtenlikle ve sevgiyle verdiğinde,özledim dediği an koşarak yanına gitmeye alışırsın…
Bir Pazar o adamın seni birdenbire yada birikerek, özlemekten vazgeçtiğini hissettiğinde bu yüzden hırçınlaşırsın.
Yine seni bir zamanlar özlediğini sanan adamı suçlayamazsın.
”Sadece değişebiliceğini sandı değişemediğini fark etti” der hak bile verebilirsin...
Kalıcı olamadığından onun yüreğinde kendini sorumlu tutarsın…Belki de senin onun için olduğun şey onun sana ifade ettiği şey aynı değildir...O sana dağları gösterirken sen denizleri sorarsın...
Yine seni bir zamanlar özlediğini sanan adamı suçlayamazsın.
”Sadece değişebiliceğini sandı değişemediğini fark etti” der hak bile verebilirsin...
Kalıcı olamadığından onun yüreğinde kendini sorumlu tutarsın…Belki de senin onun için olduğun şey onun sana ifade ettiği şey aynı değildir...O sana dağları gösterirken sen denizleri sorarsın...
Bunun adına değişmek mi denir bilmiyorum şimdi?
Sadece bazen özlediğini anlamak mı?
Ya da başından beri özlenildiğini sanmak mı?
Sadece bazen özlediğini anlamak mı?
Ya da başından beri özlenildiğini sanmak mı?
Hangi ihtimal daha korkunçtur ki?
Birden ya da bir pazardan sonra,her şey eskiye döndüğü an yani,alıştığını sandığın ama değiştiği için hiçbir zaman alışamayacağın şeyler dank eder yüreğine…
O noktadan sonra “özledim gel” dese gitmezsin.
Hayallerinizden bahsetse dinlemezsin…
Tekrar alışmayı deneyemezsin.
Hayallerinizden bahsetse dinlemezsin…
Tekrar alışmayı deneyemezsin.
Sadece onun gözlerinden bakamazsın dünyaya artık.
Kendi gözlerini keşfedersin…
Onun fark edemediği ama senin alıştığın kokusunu duymamak için burnunu tıkarsın.
Kırılmak veya kaybetmek demek değildir bu...Sen kaybetmezsin çünkü zaten oyun oynamamışsındır onunla...
Kendi gözlerini keşfedersin…
Onun fark edemediği ama senin alıştığın kokusunu duymamak için burnunu tıkarsın.
Kırılmak veya kaybetmek demek değildir bu...Sen kaybetmezsin çünkü zaten oyun oynamamışsındır onunla...
Sana umut vadeden bütün düş’lerini toplarsın yerlerden…
Öylece çekilirsin köşene…
En değişmeyen,en sadık alışkanlığına daha da sıkı sarılırsın yalnızlığına yani…
şarkıyı çok severim : )
YanıtlaSilve
"rutine dönüşmeyen hiçbir şey kalıcı olmaz" çok doğru... rutinin içinde rutin olmayan'lar yaratmalı belki de..
konuyla şarkı arasında ise çok güzel bir bağlantı kurmuşsun...
Dağları gösterirken denizleri sormak. hüzünler hep buradan doğmuyor mu ilişkilerde? : )
Sevgili Marilyn Curie Ah keşke hoşumuza giden şeyler başımıza gelenler kadar kalıcı olsa:)keşke rutin olmayan şeyler sonsuza kadar sürse bir rutinlikte...Şarkıyı beğenmene sevindim.Acaba diyorum kendimizi değiştirmemek şartıyla sorularımızı mı değiştirsek?Denizleri sevelim ama bir kerecik dağları merak edelim mesela o zaman kalırlar mı ki yanımda...
YanıtlaSil