Ana içeriğe atla

Unuttum mu



Ne budalayım! 
Sana anlatacak doğru düzgün bir gerçek,ya da bizi avutacak kadar güzel bir yalan bulamadım mı yani?
Kelimelerin başka insanlar için taşıdığı anlamları sokuverdim hayatıma hemde yaşadığım, her an, daha önce bi daha olmamasına karar verdiğin gerekirse yemin ettiğim normallikte...
Beceriksizim evet herkes gibi...Unutmakta üstüme yok...
Şaraptan başka kırmızı yok...Kırmızı yok senin hikayende de...
İnandıkça yiten,zamanla düşleri tüketen bir yalansın da rengin ne senin?
Olsa olsa siyahsın sen kir tutmadığına inanan,ama tek marifetinin o kirleri gizlemek olduğunu herkesten iyi bilen...
Daha kaç yüzde kırmızı yanılsaması göreceğim ki?
Kaç kez daha koşacağım peşinden "buldum buldum" diye siyahların peşinden?
Biz olmak yok..biz diye bişey hiç yok unuttum mu?
Hayat kendini mükemmel saysın,dokunabildiklerinden ibaret say sen de sevdiklerini...
Aynı kelimeleri yüzlerce insana kullanın hepiniz...
Ayrılmak isteyin mesela zavallığınızla övünün sonra "ben buyum" diye...
Bazen gitmek,kaçmak,koşarak uzaklaşmak ne kadar doğru bir tavır olurdu unuttum mu?
Kalbine bakarken,gözlerine bile bakamadığım aptal sevgili...
Bu sensen...sen buysan yani...ben şanslıyım hala en çok kendimi sevdiğim için...
Herkes ve sen kendi bataklığınızda boğulurken,uzattığım eli iyi ki tutmuyorsun kirli ellerinizle...
Hiç balık tutmadım ben,bu yüzden mi öfkemide tutamıyorum içimde?
Sabır nedir,susmak nedir unuttum mu?
Yine de ben biliyorum herkesi sevmeyi,bu yüzden hayal kırıklığına uğramam çünkü zaten hep önde başlıyorum.
Sen ve herkes ağlarken yüzünüzü kapatırken zayıflığınızı örtsün diye..
Ben aynanın karşısında ağlıyorum.Bu tuzlu tattan keyif bile alıyorum...
Sen mevsimsiz yaşa mevsimleri.Üşümekten korkup yalnız başına bir battaniye altına sığın...
Oysa ben güneşim unuttum mu?
Unuturken sen uzağındaki beni,ben nasıl uzaklar büyüteyim sana...
Unut gitsin...!
Ben büyü'düm...Sende büyü artık...Bırak duygu durumu bozukluğu yalanlarını...
Küçücük kadınların kalbini kırmak inan büyütmez seni "sizi"...Sahiden büyü...
Bırak edebiyatı bi kenara çünkü bugünlerde bana kelimelerin bazen ne kadar güçsüz kalabiliceğini hatırlatıyorsun...
Kelimelerim hayat kurtarmaz,kaybettiklerimi geri getirmez zaten unuttum mu?
Ben gökyüzüne ne zaman baksam yıldız olmaz,ya da dilek tutayım diye kaymaz bitanesi bile unuttum mu?
Artık odamı pencereden atmama gerek yok sakinleştim...
Herşey yerli yerine yine oturur sen gidince...
Benim bu hayatta yalnızca kendime ihtiyacım var unuttum mu?


yoksun nedenin yoksa! 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gözyaşlarımızın Tadı Aynı...

  İki kadın ağlıyor şimdi kuytu köşelerinde benliklerinin..Aslında hep ağlayan iki kadın kimi zaman gözyaşlarıyla kimi zaman içten içe.hep yanarak hep eksiklerle.Aynı bedende dokuz ay yaşamıış iki kadın...Biri gerçekten eksik diğeri eksik olmadığı halde bosluklar yaratıp eksik olma çabasında.   Ağlıyorlar çünkü sarılamıyorlar birbirlerine bir sarılsalar şöyle eskisi gibi, hani o ilk karşılaşmalarındaki gibi hafifleyecek acıları merhem olacaklar birbirlerine...   Sadece susuyorlar yada sözcüklerini yalnızca birbirlerini incitecek cümlelerde kullanıyorlar...Nasıl da benziyorlar bir o kadar da uçurum var aralarında...   Biri gerçekten sevmiş,sevilmiş,yolunun yarısına gelmişken kaybetmiş,biri herşeyin başında pes etmiş yazık...ne sevmeye gücü var nede sevilmeye ömrü yetecek.   Acıları aynı aslında çok değer vermek insanlara,canından parçalarına ama sonunda hep kaybetmek,hiçbir karşılık görememek onca fedakarlığa...   Öylece izl...

Mutlu Yıllar Kırmızı Balık

Bir zamanlar bende kendimi Bulunmaz Hint kumaşı sanırdım. Kaç metreydi ki benim yokluğum? Oysa ben benim yokluğumdan dünyaya Yalnızca bir elbise çıkar sanmıştım. Sonunda ben de alıştım. Ah…dedim sonra, Ah! İşte Böyle böyle Büyüyorum Dedim Bir gündüz geliyor Bir gece… Gitti... Gidiyor... Gidecek... Neler geride kaldı ve daha neler gelecek… Büyürken geniş ufuklar hayal ediyorum. Öteki olabilmeyi, yerine koyabilmeyi, geride durabilmeyi öğreniyorum. Oysa… Denizlerle avunmayan bir martı cesareti lazım şimdi. Doğum günü mumlarını üfledi bugün Kırmızı Balık Kutlu olmadı Ama Her ne olursa olsun Doğum günleri kutlu olmalı O halde Kutlu Olsun …

O Lokum Alınacak

  Dokuz yıl önce de hava kışa rağmen böyle güzeldi bu zamanlarda ve ben geçen bu dokuz yılın her bu zamanlarında üşüdüm. Biraz da büyüdüm. Büyümenin gitgide daha fazla kabullenmek olduğunu öğrendim.  Babamın ölümü  yalnızca göz yaşartan bir yorgan altı korkusu olmaktan çıkıp gerçeğe dönüştüğünde “ Bir gün geri gelecek … geri gelecek” derdim küçükken ve buna sahiden inanırdım.   Annem elbiselerini verirken birilerine çok kızmıştım. Kalan sigarasını gelip bitirecek diye hiç dokunmadım. Çok sabrettim o günden bu güne.   Çok bekledim cam köşelerinde. Gelmedi.  Ben böyle sayıklarken bir gün baktım büyümüşüm ansızın ve o bir gün geri gelecek cümlesi  “ Bir gün ben onun yanına gideceğim ” olmuş.    Eğer birini bekliyorsan her şeyi yavaştan alırsın, ertelersin, yemeğe başlamazsın, hiç bir plan yapmazsın ansızın gelebilir evde olmalısın. Ama eğer ona gideceksen ardında yarım kalmış hiçbir şey bırakmazsın...