Ana içeriğe atla

Yeniden

Aşk ona dokunduktan sonramı başlar?
Yoksa görmeden hissetmeden içinde büyüttüğün zamanlardamı?
Ne zaman nefessiz bırakır insanı?
Dudakları dudaklarındayken mi yoksa
Yokluğuyla kıvranırken mi?


İçimde kalabalıklar olmalı
Kendimle baş başa kalmaktan ödüm kopar benim
Çoğu kırgın olsada beklerler
Ama bazıları vardır ki kırgın olanların şerefine
Çok canımı yakar.
Öyle özledim ki yalnız birine ait olmayı
Bıktım kendimi parçalara bölüp dağıtmaktan.


Ama onun öyle güzeldi ki gözleri
Gücüm olsaydı inanmaya ilk ona inanırdım
Sabaha kadar nefesinle kollarında uyusam da
Hayal miydi gerçek miydi sorusunun cevabı
ilk kez gerçek olmuşken;
Gideceksin biliyorum.
Keşke benimle kalsan biraz
 Yaralarım iyileşene kadar
Bir kez daha sarılabilsem sana

Henüz hak edilmemiş bir sevda ve hüzün içimdeki

Ama yinede

Hayalken gerçek olabildin bende buna şanş verdin
Beklide gücümüz var yeni bir öykü yazmaya
Beklide sende istiyorsundur birini koşulsuz sevmeyi
Ben gördüm gözlerinde
 sana inat umut verdiler bana
Kalbine dokundum dün gece
 ruhunla konuştum
Oda yaralıydı kendime benzettim daha çok sarıldım.
hadi yeniden beni inandır Aşk'a
Denemeliyiz Düş’üm yoksa her an ölebilirim.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gözyaşlarımızın Tadı Aynı...

  İki kadın ağlıyor şimdi kuytu köşelerinde benliklerinin..Aslında hep ağlayan iki kadın kimi zaman gözyaşlarıyla kimi zaman içten içe.hep yanarak hep eksiklerle.Aynı bedende dokuz ay yaşamıış iki kadın...Biri gerçekten eksik diğeri eksik olmadığı halde bosluklar yaratıp eksik olma çabasında.   Ağlıyorlar çünkü sarılamıyorlar birbirlerine bir sarılsalar şöyle eskisi gibi, hani o ilk karşılaşmalarındaki gibi hafifleyecek acıları merhem olacaklar birbirlerine...   Sadece susuyorlar yada sözcüklerini yalnızca birbirlerini incitecek cümlelerde kullanıyorlar...Nasıl da benziyorlar bir o kadar da uçurum var aralarında...   Biri gerçekten sevmiş,sevilmiş,yolunun yarısına gelmişken kaybetmiş,biri herşeyin başında pes etmiş yazık...ne sevmeye gücü var nede sevilmeye ömrü yetecek.   Acıları aynı aslında çok değer vermek insanlara,canından parçalarına ama sonunda hep kaybetmek,hiçbir karşılık görememek onca fedakarlığa...   Öylece izl...

Mutlu Yıllar Kırmızı Balık

Bir zamanlar bende kendimi Bulunmaz Hint kumaşı sanırdım. Kaç metreydi ki benim yokluğum? Oysa ben benim yokluğumdan dünyaya Yalnızca bir elbise çıkar sanmıştım. Sonunda ben de alıştım. Ah…dedim sonra, Ah! İşte Böyle böyle Büyüyorum Dedim Bir gündüz geliyor Bir gece… Gitti... Gidiyor... Gidecek... Neler geride kaldı ve daha neler gelecek… Büyürken geniş ufuklar hayal ediyorum. Öteki olabilmeyi, yerine koyabilmeyi, geride durabilmeyi öğreniyorum. Oysa… Denizlerle avunmayan bir martı cesareti lazım şimdi. Doğum günü mumlarını üfledi bugün Kırmızı Balık Kutlu olmadı Ama Her ne olursa olsun Doğum günleri kutlu olmalı O halde Kutlu Olsun …

O Lokum Alınacak

  Dokuz yıl önce de hava kışa rağmen böyle güzeldi bu zamanlarda ve ben geçen bu dokuz yılın her bu zamanlarında üşüdüm. Biraz da büyüdüm. Büyümenin gitgide daha fazla kabullenmek olduğunu öğrendim.  Babamın ölümü  yalnızca göz yaşartan bir yorgan altı korkusu olmaktan çıkıp gerçeğe dönüştüğünde “ Bir gün geri gelecek … geri gelecek” derdim küçükken ve buna sahiden inanırdım.   Annem elbiselerini verirken birilerine çok kızmıştım. Kalan sigarasını gelip bitirecek diye hiç dokunmadım. Çok sabrettim o günden bu güne.   Çok bekledim cam köşelerinde. Gelmedi.  Ben böyle sayıklarken bir gün baktım büyümüşüm ansızın ve o bir gün geri gelecek cümlesi  “ Bir gün ben onun yanına gideceğim ” olmuş.    Eğer birini bekliyorsan her şeyi yavaştan alırsın, ertelersin, yemeğe başlamazsın, hiç bir plan yapmazsın ansızın gelebilir evde olmalısın. Ama eğer ona gideceksen ardında yarım kalmış hiçbir şey bırakmazsın...