Ana içeriğe atla

Bir.İki..Üç...

Şimdi beklentisine küsmüş çocuklar gibi,kazınmıyor bakışlarım duvarlardan.Tek başıma saklambaç oynuyorum bulunmaz bir hiçlikte...


  Var olmayan pencere gibi,görünmeyen bir çalgıda dans etmek gibi...Aynı eşitlikte ve varlığımın bende yarattığı o değerli süreklilik içinde...Uzaklıkta..Uzakta..Uzaklığa karşın alnınla yüzünle göz yumulmadan beliren varlığında ve varlığında açan doğayla varlığının yansımasından başka birşey değil şimdi kent...
  Kuşarın tüylerini ıslatmalı en iyisi.Çok yükseklerden düşüyor bu yağmur bu kente..Ve kendi içime kapatıyor beni..Aslında senin içine senden uzağa..Kuytu köşede kalmış gibi bu şehir  eteklerim dalgalanıyor rüzgarda vücudum yalnız ve yorgun şimdi.Yasaklanmış özgürlük szöcüğünü kullanmak.Yaşıyoruz ama haketmesekte...
  Sabah sabah bağıra çağıra ağlayarak başladım güne .Hemde görünürde sudan sebepler yüzünden.Benim için çırpınıp duran anneme çemkirdim önce; -Bana odanı topla deme, neden telefonla konusuyorsun deme,kahvaltı hazırlama,yaptığım hiçbir şeye karışma,Elalemin kızları başka şehirlerde ne haltlar yiyiyo ben evden çıkmıyorum, yinede yaranamıyorum size diye başlayıp uzunca bi süre devam eden bir konuşma oldu.Sessizce dinledi bikaç bişey söledi, dinlemedim kafamdan geçenlerle o kadar mesguldüm ki bir şekilde konuşarak ağlayarak atmam gerekiyodu içimdeki bu sıkıntıları...Gülümsememin solduğunu hissediyorum ara ara..


  ''Ben burada okumak istemiyorum işte'' cümlesi çıktığında ağzımdan işte tam o an kendime ''sen kocaman bir salaksın'' dedim.Ardından da bu cümleyi annem onayladı.Kimse beni zorlamadı burada kalmaya ama ben ısrarla uğrastım hayallerimi gerçekleştirmemek için.bi yandan ağzımda hep çıtası yüksek hedefler vardı, olmayacağına imkan dahi vermediğim bi yandan da olmaları için kılımı bile kıpırdatmadım.Hatta etrafımdaki insanları yüreklendirdim sürekli, istedikleri hayata ulaşmaları için.''Bırakmayın sakın bırakmayın ipin ucunu'' dedim.Benim hedeflerimin ipi çoktan kaçmıştı elimden...Hep çelişkilerle doluydum işte.Hep zaten sonradan gelir aklım başıma...Geleceğe dair düşündüklerimde en ufak bir eksiklik ve mutsuzluk yoktu oysa.. hersey planladığım gibi olsaydı ve ben buna izin verseydim şuan bu blog yaptığım faydalı işlerin izlenimleriyle dolup taşardı.Aslına bakarsanız hala neden burada olmak istemediğimide bilmiyorum.Üstelik tam zamanıydı bu şehirde kalmanın..Hayallerimdeki yerler saçma sapan insanlarla dolup taşmıştı ki burada da yapabiliceğim şeyler var ama istemiyorum ve sıkılıyorum. hala boşluktayım ben. hala ısrarla çıkmıycam diye direniyorum...


   Okula gitmiyorum,arkadaş edinmiyorum,yeni nesil üniversite öğrencileri gibi bugün nerede kopsam içsem diye düşünmüyorum.Beklentilerim o kadar sınırlı ki bu aralar hayattan, sanırım bu noktada kaybediyorum.Kütüphane,ev ve tugce arasındayım.Ben istemeden beklemeden ve uğraşmadan herşey bana gelsin, yoluna girsin istiyorum.En yakın bi o kadar da uzak planlarım arasında olan şeyler; İngilizce öğreniyim onun üstüne 1 -2 yabancı dil daha..Alanımla ilgili çeşitli sertifikalar,profesyonal anlamda düşüncelerimi yazıya dökebiliyim,çok iyi fotograflar çekebiliyim.Kusursuz tenis oynıyım.Çevremdeki insanların bana yaklasımları belli bir seviyede ve ağırbaşlılıkla olsun,ailemle güçlü bir bağım olsun,erkek arkadaşıma karsı sorumluluklarımı yerine getiriyim ve bunu karşılıgını göriyim,müzikle bağımı güçlendiriyim, ve artık büyüdüğümü hissediyim istiyorum.Bunların hepsinden önce aç olan şu ruhumu doyırıyım.Çok gidip gelişler yaşadım bugüne kadar çok huzurlu oldugum dönemlerime bakıyorumda o zaman yolunda giden tek şey inancımdı.Birşeylere inanıyo olmamdı.'Neden istediklerim olmuyo' sorusu yerine 'İstediğim şeyler ne ölçüde doğru ve bunlara ulaşmak için ne yapabilirim'' sorusunu sormak güçlü ve mutlu yapıyodu beni.
   Eskiden çok daha olumlu yönde kandırırdım kendimi ve inanırdım kendime.Üst üste aldığım ve alışık olmadığım başarısızlıklar karşısında pes ettim sanırım bunu kabul etmeliyim.Ağlayıp sızlanarak geri alamam kaybettiklerimi bir çıkış yolu olmalı artık dönüm noktasındayım hayatımın ve dünyanın benim eksenimde dönmediği gerçeğinin geçte olsa farkındayım.
 Hadi şimdi siliyorum gözyaşlarımı bir.iki..üç...Derin derin nefes alıyorum içime çekiyorum hayatı yeniden...

Yorumlar

  1. Yazın çak güzel.. Yüzünün tebessüm etmesi için sayfamdaki fotoğraf ve öyküyü paylaşırsn sevinirim.


    Mehmet Akif Bebeğin ziyaretçisi yine geldi.
    Fakat pencere camı kapalı olduğu için, camda nöbet bekledi. Bebek ile kedi arasındaki garip iletişim onların arasında derin bir arkadaşlığı simgeliyordu.
    (Resmi tıklayarak gerçek boyutunda görebilirsiniz.)

    http://mefkuremiz.blogspot.com/

    Gerçek öyküyü okumak için bir önceki kayıttaki "Bir anne, bir bebek, bir de kedicik" adlı yazıyı da okumalısınız.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kırmızı Baladlar

                     Ben, kendine dokunan ve kendiyle çoğalan her aşka kalbini veren kadın ... Doğru muydu hayaletlerin her kaybedişi görünür kıldığı...  Bu odada ve bu sonsuzlukta nasıl çılgınca dileniyorum hayatı!...  Eğer  yağmur  yağınca içeri gireceksen seninle gitmem uzak ülkelere.  Ya da gölgelerine sığınan evimde yeşermeye çalışan canlı bir kaktüsü şımartırken,  rüzgara eğimli bir mektup düşürmezsen  penceremden ; seninle yaşayamam aşkı.  Öylesine zor bir uyku şimdi seni düşünmek.  Sarılışlarıma yanıt olarak içebilir misin gözyaşlarımı...  Ama dur!...  Tenin sıcaklığında kaderime bulaşacak bir iz bırakacaksan;  dur ve yalnız ürpertisini yolla gerçeğin...  Belki de sana gelmek yerine saçlarımı boyatmalıydım .  Bir  şiir  bırakmak için, tıpkı o şarkıda olduğu gibi; sadece beni  sev   diye... İnan adaletli değil hiçbir alışveriş....

Var Olmak

Düşünmekle hiç bir şeyi var edemezsin... Yazacağım  basit şeyler zaten vardır.    Tamamı basit, daha önce söylenmiş veya yazılmış olabilir hatta bunların hepsi bile olabilir. Herşeyi basite indirgemekle kolaya kaçarsın ve meselelerden uzaklaşırsın. Basit düşünebilmek en güzel başlangıcımdır. Başlangıçlarla aram çok iyidir. Bir başlangıç yapmaya çabalarım. Yol aldıysam ise başladığım noktaya ışık hızıyla dönerim. Sonlara hiç varamamak için çok çalıştım ve var olmak... Güneş sabahları doğudan doğar. İnsanlar sabahları uyanırlar. İşe giderler. Çalışmak vardır. Ayakkabı giyerler bazen siyah bazen kahverengi. Bazen beyaz, bazen kırmızı arabalara binerler bazende mavi ayakkabı giyerler. Trafik vardır. Hava vardır. Su vardır tabi. Bazen yağmur yağar ya da kar. Kış vardır karanlık ve ışıksız. Kışları hava erken kararır. Evlere gidilir. Sıcacık çorbalar içilir, Şeftali yenir. İnsanlar çizgili ya da başka desenli kumaşlardan pjamalarını giyerler. Masallar vardır. Pikniğe g...

Tuttum Bir Şiir Yazdım

Tertemiz bir kağıdı sözcüklerle karalamak kolaydır da, Mürekkebine gözyaşlarını katık edip şiir ile aydınlatmaktır zor olan Asi dir sözcükler toparlayamazsın kimi zaman, ancak bir düş düşer aklına şiir oluverir yinede… Sözcükler bile anlamlarını ararken ben tuttum sana şiir yazdım dua eden çocuk gibi içten…. Şiirim dua oldu, Çocukların duaları yanıtsız kalmazdı,benim şiirim sensiz kalmadı Tuttum sana şiir yazdım,sonra oturdum dua ettim Dua yazdım şiir oldu,şiir ettim dua… Duasından uyandı çocuk,şiirimle uyudu… Yeni güne uyanmak nasıl zor ise,senin uykuna şiir olmak öyle kolaydı, Aslında sen uyurken şiir kolay,şiir zorken senin uyanman olasıydı Ben sana tuttum şiir yazdım,sözcüklerim öyküye kaçtı, Sonra kahramanlarım öyküden kaçtı,öykü şiir olarak kaldı Sözcükler şiir olurdu da, Şiir, şiir olmaktan sıkılır sen olurdu Senin güzelliğinin şiir olması kolaydı da,seni sana şiirle anlatmak zordu Bir bahar melteminin, mayısın en güneşli gününde bir şiir o...